YOZGAT'TA PANCAR ÜRETİCİSİ EKİM KOTASININ DÜŞÜRÜLMESİNE TEPKİLİ

TAKİP ET

Yozgat'ta şeker pancarına 500 bin ton civarında kota verilmesi gerekirken 400 bin ton civarında kota verildiği belirten bölge çiftçisi, kotanın artırılmasını istedi. Çiftçi Hakan Gözübüyük, bir kutu tohum geçen sene 6 bin lira veya 11 bin lirayken şu anda 20 bin liraya çıktığını hatırlatıp, "Biz bu şartların altından nasıl kalkacağız" diye tepkisini dile getirdi.

SEYFİ ÇELİKKAYA

Yozgat’ta şeker pancarına 500 bin ton civarında kota verilmesi gerekirken 400 bin ton civarında kota verildiği belirten bölge çiftçisi, kotanın artırılmasını istedi. Çiftçi Hakan Gözübüyük, bir kutu tohum geçen sene 6 bin lira veya 11 bin lirayken şu anda 20 bin liraya çıktığını hatırlatıp, "Biz bu şartların altından nasıl kalkacağız" diye tepkisini dile getirdi.

Türkiye’nin en fazla şeker pancarı üretiminin yapıldığı bölgeler arasında yer alan ve geçen sezon bir milyon 850 bin tonun üzerinde bir rekoltenin edildiği Yozgat’ta şeker pancarında uygulanan kotanın yüzde 20 civarında düşürülmesi tepkilere neden oldu. 

Yeniden Refah Partisi 28. Dönem Milletvekili Adayı ve eski İl Başkanı Nihat Kayhan, Sorgun ilçesinde bulunan Yozgat Şeker Fabrikası önünde yaptığı basın açıklamasında pancar üreticilerinin sorunlarını dile getirdi. Kotanın artırılmasını isteyen Kayhan, şöyle konuştu:

"Yozgat fert barışına düşen gelirin en düşük illerden biridir. Buna bağlı olarak sermaye temerküz etmediğinden özel sektör gelişmemiş ve ekonomimiz tamamen kamuya bağlı hale gelmiştir. Hal böyle olunca da alınan siyasi kararlar ve yapılan kanunlar Yozgat ve Sorgun ekonomisine doğrudan etki etkilemektedir. Bu şartlar içerisinde siyaset insanımıza adeta hacet kapısı haline gelmiştir, dert ve sıkıntıların giderilmesi namına devamlı temsilcilerin kapısını çalan, eşiğini aşındıran bozkır insanı devlet ver dediği zaman veren, öl dediği zaman ölen seciyeye sahip olmasına rağmen, bu seciyeden mahrum temsilciler tarafından hep istismar ve istiskal edilmiştir. İlçemize yapılan şeker fabrikası, çiftçimizin önüne ürün alternatifi koymuş, böylece çiftçi bir nebze olsun nefes alabilmiştir. Yozgat Şeker Fabrikası günlük minimum 350-400 bin ton şeker işlemektedir. Bunun işleme kapasitesi 100 gün süren kapasitede 350-400 bin ton şeker pancarı işlemektedir. Ilgın şeker fabrikasının kampanya süresini de işleyemediği, kota fazlası şeker pancarını bizim fabrikamıza naklettirerek işlenmektedir. Yozgat çiftçimizin elinden alınan kotasının tekrar iade etmesini istiyoruz. Bu ekstra bir maliyet ile Türk Şeker A.Ş.'ye pancar fabrikamız nakletmektedir. Bu ekstra bir maliyetin yanı sıra ürün kaybına sebep oluyor. Çiftçiye dağıtan kota kampanya sürecinde fabrika toplam üretim kapasitesi göz önünde bulundurularak planlanmaktadır. Bu çerçevede başka bölgenin planlama zaafını neden bizim Yozgat halkımız, Yozgat çiftçimiz çekmektedir? Bunu tekrar bizim Yozgat çiftçimize Sorgun’a tekrar iade edilmesini istiyoruz. Sorgun pancar üreticilerimiz, bu anlamda talep ve sıkıntılarını arz etmek üzere aralarından temsilci, AK Parti milletvekillerine MHP milletvekillerine göndermişlerdir. Sayın vekil, temsilciyi siyasi tercihinden dolayı ötekileştirerek muhteris ve müstehzi bir üslupla konuyu kapatırken, konuyla beraber kapısını da Sorgun çiftçisinin suratına kapanmıştır."

"BİZ BU ŞARTLARIN ALTINDAN NASIL KALKACAĞIZ?"

Yozgat’ta pancar üretimi yapan bölge çiftlilerinden Hakan Gözübüyük de, kotanın artırılmaması halinde çiftçinin zor durumda kalacağına vurgu yaparak, şunları söyledi:

"15 bin veya 20 bin kayıtlı çiftçiden birisiyim. Bizim normalde kotamız 450 bin ile 500 bin ton civarıydı. Şu andaki kotamız 400 bin civarı. Biz pancar üreticisi olarak pancardan başka bir şey üretmiyoruz, kendi şahsıma konuşayım. Ben sadece pancar üretiyorum. Nohut, mercimek veya buğday üretmiyorum. Pancar üreticisi dediğiniz zaman malzememi dizmişimdir, borudur, fıskiyedir, motordur, söküm makinesidir. Ben bunları tekrar geriye dönük, kota verilmediği zaman sattığım zaman tekrar ben bu pancar üretimine dönmemin mümkünatı yok. Çünkü neden; biz bu malzemeyi 1998 yılından beri dizmeye başladık. Bu zamana kadar ancak dizdik çünkü maliyetler çok pahalı. Mesela bir boru 164 bin lirayken 250 bin liraya çıktı. Bir kutu tohum geçen sene 6 bin lira veya 11 bin lirayken şu anda 20 bin liraya çıktı. Biz bu şartların altından nasıl kalkacağız? Mesela geçen sene tohumun kilosu 11 bin lirayken bu sene 20 bin liraya çıktı. Geçen sene pancarın maliyeti 450 bin liraydı primle beraber. Bu sene yüzde 25 artırım verdiler, bir milyon 750 lira. Yüz lira da prim verdiler, bin 800 lira. Nakliye falan iki liraya falan geldi. Her şeye yarıdan fazla zam gelirken pancara yüzde 25 civarında bir ücret verdiler. Bu bizi kurtardı mı kurtarmadı ama yapacak bir şey yok. Sonuçta biz üreticiyiz. Üretmeye de kardır zarardır devam edeceğiz. Yapacak bir şey yok çünkü bu sene de biz çiftçi olarak kota verirler diye şu anda 400 dönüm civarı bir yer hazırladım. Çıkan kota 600 ton. Biz normalde üretim olarak dekarda bire on civarları, bire dokuz civarları pancar üretiyoruz. Hesap yapın 400 dönüm de kaç ton pancar üretirim? Normalde ne eder, dört bin, binini çık 3 bin ton pancar üretirim. Benim var 600 ton kotam. Ne yapacağım hazırladığım yerlere. Hazırladığımız yerleri normalde de kira da veriyoruz. Yetkililerden bize kota talep ediyoruz. En azından bir 70 bin, 100 bin kota gelirse çiftçiler mağdur. Bu da çiftçilerin mağduriyetini gidermiş olur. Yetkililerimize gittiğimiz zaman A yetkili milletvekillerimiz olsun gittiğimiz zaman 'belediye başkanının yanına gitseniz' gibi cümleleri kullandırıyorlar. Yani bu cümlelerde bir milletvekillerine yakışmıyor. Bizim o vekillerimiz. Bize yardımcı olacak. Olmazlarsa, biz bunları neyi seçtik, ne yapıyorlar? Biz bunu anlamış değiliz."