Yenidoğan Çetesi Davası'nda örgüt yöneticisi olduğu iddia edilen doktor Gönen savunma yaptı
Yenidoğan Çetesi Davası duruşması beşinci gününde, 5 bebeğin ölümünden sorumlu tutulan doktor İlker Gönen kendisini savundu. Gönen, "Hasta yatırdığım söyleniyor, ben hiç hasta yatırmadım, hasta geç taburcu ediliyor deniyor, ben hiç hasta taburcu etmedim. Hastaları geç taburcu etmek zordur. Üçüncüsü de evrakta sahtecilik. Benim elektronik imzam var, epikriz sistemi böyle bir şey. Ben hiç evrak imzalamadım, ben hiç ilaç satımında bulunmadım" dedi.
Haber: Gaye Şeyma CAN
(İSTANBUL) - Yenidoğan Çetesi Davası duruşması beşinci gününde, 5 bebeğin ölümünden sorumlu tutulan doktor İlker Gönen kendisini savundu. Gönen, "Hasta yatırdığım söyleniyor, ben hiç hasta yatırmadım, hasta geç taburcu ediliyor deniyor, ben hiç hasta taburcu etmedim. Hastaları geç taburcu etmek zordur. Üçüncüsü de evrakta sahtecilik. Benim elektronik imzam var, epikriz sistemi böyle bir şey. Ben hiç evrak imzalamadım, ben hiç ilaç satımında bulunmadım" dedi.
22’si tutuklu 47 sanığın yargılandığı Yenidoğan Çetesi Davası'nın Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşması beşinci gününde devam ediyor. Duruşmaya, 22 tutuklu sanık cezaevinden getirilirken 16 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu.
Çocukların ölümünden sorumlu ve örgüt yöneticisi olduğu iddia edilen doktor İlker Gönen, hayatını kaybeden bebeklerle ilgili kendisini savundu. Gönen, örgüt lideri olduğu ileri sürülen Fırat Sarı ile 2017'de tanıştığını, bir cihazın denenmesi üzerinde çalıştığını, sonrasında uzun bir süre görüşmediğini söyledi. Sonra Fırat Sarı'nın kendisini aradığını, bir hastananenin işletmesini aldığını ve yenidoğana doktor bulmakta zorlandığını söyledi. Kendisine teklifte bulunduğunu söyleyen Gönen düşünmek için süre istediğini belirtti. Sonrasında kamu hastanelerinin ve özel hastanelerin dış firmalardan hizmet aldığını gördüğünü anlattı.
Örgüt yöneticilerinden olduğu ileri sürülen ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir ile Fırat Sarı aracılığıyla tanıştığını belirten Gönen, "Kendisini hasta yönlendiren kişi olarak tanıştım. 112'de çalıştığını bilmiyordum. Sevk işlemelerinde 112'ye mail düşer, hastanın bilgileri. 112 doktoru arar, ne şekilde ambulansla taşınması gerektiğini vs sorar, buna göre kamu hastanelerinde yer aramaya başlar, ama devlet hastaneleri genelde doludur. 112 yer aramaya devam eder, özel hastaneleri araştırır, yer bulununca hasta anne rahminden tedavi olacağı hastaneye gidene kadar takip eder. Bu süre 5-6 saat sürer" dedi.
"Gıyasettin Mert ile benim görüşmelerim arasında bütün bu sevkler hastanelerle ilgili görüşmelerdir"
Savunmasının devamında Esra adında bir doktorun kendisini arayarak, "İlker burada çok kötü bir hasta var, durumu çok kritik yer bulamadım" dediğini ve kendisinin de 'tamam 112'ye söyle beni arasın. Başka hasta var mı' diye sorduğunu ve doktor Esra'nın hastanenin dolu olduğunu söylediğini belirtti. Gönen şunları kaydetti:
"Yoğunluk dolayısıyla tıp merkezleri özel hastanalerle ve grup hastanelerle dahi görüşür. Gıyasettin Mert ile benim görüşmelerim arasında bütün bu sevkler hastanelerle ilgili görüşmelerdir. 112'yle ilgili herhangi bir konuşmam yoktur. Mert beni hastaların sevkleri için arar. Ben 2019'dan beri sadece yenidoğanlara bakıyorum. Kendisini doktor Ümit ve Şerif olarak tanıtan kişileri bilmiyorum. Hiç duymadım.
"Yer bulunamıyor, bebek 18 saat sevk bekliyor. Durumu kötüleşiyor"
Ben buradan hakkımda utanç verici şekilde suçlandığım 5 hasta hakkında konuşmak istiyorum. Bebek Karakoç, uzman görüşünce 5. sıradaki hasta, benim suçlanma nedenim bebeğe vitamin ve mineral vermeyip, zafiyet geçirip, midesine mama kaçmasıyla hayatını kaybetmiş. Hasta Çınarcık Hastanesi'ne gidiyor. Orada bağırsaklarında bir şey var deniyor. Bebek doğuyor karnı şiş, acil ameliyat olması lazım deniyor. 112'ye bildiriliyor. Yer bulunamıyor, bebek 18 saat sevk bekliyor. Durumu kötüleşiyor. Bağcılara geliyor ameliyat ediliyor. Durumun ciddiyeti hakkında baba bilgilendiriliyor. 64 gün yaşıyor sonrasında vefat ediyor. Hemşire hanımlar beni ararlar. Hemşire hanım beni arıyor bebeğin ağzından mama geldi diyor. Serumu yazmamın nedeni sorumlu doktorumdur. Peki o hastanenin 64 gün yatan hasta için o hastanede danışman olan resmi yenidoğan hekimini neden suçlamıyorsunuz?
"Medya diyor ki bebeğe vitamin vermemişler, ciğerine mama kaçmış ölmüş"
Karakoç vefat ettikten sonra polis geliyor, bütün dosyalara el koyuyor ve bebeği Adli Tıp Morgu'na götürüyor. Adli Tıp bebeğe otopsi yapıyor. Temmuz ayında kararda diyor ki bu bebeğin ölümü zafiyet, ciğerine mama kaçma değil, bağırsaklarının yırtılması ve erken doğum sonucu beyin hasarı. Her şeyde gizlilik konulabiliyorken nasıl oluyor da youtube da kanallarda uzman görüşü yayınlanıyor ama benim avukatım ulaşamıyor. Medya diyor ki bebeğe vitamin vermemişler, ciğerine mama kaçmış ölmüş'
"Ötenazi ile suçlanıyorum"
2. hasta benim için çok önemli bebek Kerem Muhammet Tokluoğlu. Ben Türkiye'de ilk defa ötenazi yaptırmakla suçlanıyorum. Ben diyorum ki 'kalp masajı yapmayın.' Çocuk Avcılar Hospital'de oksijensiz olarak doğuyor. Başındaki doktorlar yaklaşık 2 saat müdahale ediyor. Sonra beni arıyorlar. Görüntülü arayarak. 'Hocam dönmüyor bıraktık' diyorlar. Ben de hatırlatmayla dosyada 20 dakika gösterin. İlker Gönen 20 dakika göster dediyse dosyada kalp masajını yaptırmadı deniyor, dosyada 1 saat kalp masajı görünüyor. Nerede ötenazi?
Hastanın dosyasında ciğer patlaması diye bir şey yok
Bebek Kadan... Herkesin suçu olabilir kimse annesinden çıktığı gibi toprağa girmez ama kimse bana bebek katilliğini yaftalayamaz. Bebek Kadan Bağcılar'da doğuyor. Başında doktor Dursun bey ve hemşire var, 45 dakika müdahale ediyorlar. Bir film çektik diyorlar, ben filme bakıp filmin anlaşılmadığını söylüyorum. Fırat Sarı ertesi gün beni arıyor 'filmi ben gördüm akciğer patlaması olabilir mi' diyor. Üstünden bir gün geçmiş şimdi desek ne değişecek diyorum. Sonra ben katillikle suçlanıyorum. Hastanın dosyasında ciğer patlaması diye bir şey var mı, yok. Radyolojinin raporunda da akciğer patlaması görünmüyor.
"Bizim sehpamızı uzman görüşü koydu, tekmeyi de medya vurdu"
Bir tane tıbbi olarak suçlandığım hasta var bu konuda. 9 uzman noktayı koymuş. Diğer hastalarda pasif ötenazi yapmışsın, adrenalin vermemişsin, akciğer patlamasını görüp bir şey yapmamışsın, ölüden kan almışsın gibi akla gelmeyecek şeylerle suçlanıyorum. Bizim alnımıza bebek katili yazdılar gönderdiler. Bizim sehpamızı uzman görüşü koydu tekmeyi de medya vurdu.
Hasta yatırdığım söyleniyor, ben hiç hasta yatırmadım, hasta geç taburcu ediliyor deniyor, ben hiç hasta taburcu etmedim. Hastaları geç taburcu etmek zordur. Üçüncüsü de evrakta sahtecilik. Benim elektronik imzam var, epikriz sistemi böyle bir şey. Ben hiç evrak imzalamadım, ben hiç ilaç satımında bulunmadım. Son olarak değinmek istediğim şey, bu uzman görüşü bu iddianamenin bel kemiği buysa zaten kırık dökük. Burada uzman görüşü yok. Amacının çok karanlık olduğunu düşündüğüm şeyler var."
SON