Van-Bitlis-Hakkâri Eczacılar Odası Başkanı Baransel: ''2025 yılından itibaren eczaneler batabilir''

TAKİP ET

İlaç fiyatları ve ilaca ulaşma konusunda sıkıntı yaşandığını söyleyen önceki dönem Van-Bitlis-Hakkâri Eczacılar Odası Başkanı Hayrullah Fikret Baransel, "2025 yılından itibaren eczanelerin batabileceğini, batan eczanelerin iflas eden eczanelerin ortaya çıkabileceğinden çok ciddi endişelerimiz var. Dünyada üretime sokulmuş kullanıma sunulmuş yeni ilaçların sadece yüzde 5'i Türkiye'de kullanıma sunuluyor. Bir anlamda da bizim temel ilaç yokluğumuzun sebebine buradan da bakmamız gerekiyor. Şu anda da yaklaşık yüzde 20'lik ilaç piyasada bulunamıyor ya da çok kısıtlı bulunuyor" dedi.

Haber: İshak Kara

(VAN) - İlaç fiyatları ve ilaca ulaşma konusunda sıkıntı yaşandığını söyleyen önceki dönem Van-Bitlis-Hakkâri Eczacılar Odası Başkanı Hayrullah Fikret Baransel, "2025 yılından itibaren eczanelerin batabileceğini, batan eczanelerin iflas eden eczanelerin ortaya çıkabileceğinden çok ciddi endişelerimiz var. Dünyada üretime sokulmuş kullanıma sunulmuş yeni ilaçların sadece yüzde 5’i Türkiye’de kullanıma sunuluyor. Bir anlamda da bizim temel ilaç yokluğumuzun sebebine buradan da bakmamız gerekiyor. Şu anda da yaklaşık yüzde 20’lik ilaç piyasada bulunamıyor ya da çok kısıtlı bulunuyor" dedi.

Resmi Gazeet'de 24 Ekim 2024'te yayımlanan kararla birlikte ilaç fiyatlarına 23.5 oranında zam yapılmıştı. Yapılan ilaç zammı hem yurttaşlar hem de eczacılar tarafından tepkiyle karşılandı. Önceki dönem Van-Bitlis- Hakkâri Eczacılar Odası Başkanı Hayrullah Fikret Baransel, ilaç fiyatları ve ilaca ulaşabilme konusunda şunları söyledi: 

“Eczanelerin uzun süredir eriyen bir ekonomisi var”

“Oldukça zor bir dönemden geçiyoruz. Bu sadece bizimle alakalı değil  Ülke olarak da zor bir süreçten geçiyoruz. Eczacılar olarak bizim bu son dönemde çok ciddi sorunlarımız var. Yakın zamanda bir eylemlilikten bahsettik. Eczacılar olarak bir eyleme gideceğimizi söyledik. Bununla ilgili çok ciddi çağrılarda bulunduk. Ancak henüz istediğimiz noktada değiliz. Biz Türkiye’nin dört bir yanından en küçük noktada bile hizmet veren 30 bin eczanenin ayakta kalması gerektiğini bunun bir sağlık hizmeti olduğunu vurguluyoruz. Bu hizmetin sürdürülebilir olmasını sağlamak zorundayız. Bu hepimizin sorumluluğu bu aynı zamanda sosyal devlet ilkesinin de bir gereği, bizim bunu sağlamamız lazım, bunun önündeki engel nedir diye sorarsanız eczanelerin uzun süredir ciddi şekilde eriyen bir ekonomisi var. Ekonomik anlamda çok zor dönemlerden geçiyoruz. Bunu artık anlatmaya çalışıyoruz.

Maalesef bu bizim dayanabileceğimiz noktanın çok ötesine geçti ve endişemiz şudur ki 2025 yılından itibaren eczanelerin batabileceğini, batan eczanelerin iflas eden eczanelerin ortaya çıkabileceğinden çok ciddi endişelerimiz var. 25 Ekim’de ilaçlarla ilgili bir zam oldu. Yüzde 23,65 oranında zam gerçekleşti. Ancak bu zam aslında eczaneleri ilgilendiren bir kalem değil, bu ilaç endüstrisiyle kamu arasındaki bir ilişki eczanelerin karlılığı ile alakalı bir etkisi yok, sadece cironun artışına bağlı ama cironun artışı beraberinde bir sermaye artışını da gerektiriyor. Aslında bu eczaneler için bir yüktür. Çok acil olarak eczanelerin karlılığını ekonomik gücünü arttıracak bir takip adımlara ihtiyacımız var.

“Piyasada ilaçların yüzde 20'si bulanamıyor”

Uzun bir süredir Türkiye’de ilaç stoklarıyla ilgili gündem hiç bitmiyor. Bunu biz sürekli söylüyoruz. İlaç fiyat kararnamesi artık sorun üreten bir hale geldi. Bir kere ilacın fiyatlandırılmasını belirleyen ilaç fiyat kararnamesi komple baştan yazılmalı, ilaç bulunmamasının temelinde sorun üreten kendi sistemimiz var. Yüzde 23,65’lik bir zam maalesef bu sorunu çözmekten uzak çözemedi de biz olduğu günde söyledik. Bu sorunu çözemez buranın yeniden yapılandırılması lazım, şu anda da yaklaşık yüzde 20’lik ilaç piyasada bulunamıyor ya da çok kısıtlı bulunuyor. İlaçların bir kısmı hiç yok bir kısmı da diyelim ihtiyacımız bin kutu biz sadece 300 kutu bulabiliyoruz. Bu da ilaçların bütün hastalara ulaşamaması anlamına geliyor. Dolayısıyla ilaç bu anlamda var diyemiyoruz. Bunun vatandaşa da eczaneye de yansıması çok ağır oluyor. Bu yüzde 20’lik bulunamayan ilaçlar zaman zaman 800-900 kaleme tekabül ediyor. Şu anda güncel sayı buna yakındır. Yaklaşık yüzde 20 bandında ilaçta problemimiz var.

“Dünya’da kullanıma sunulmuş ilaçların sadece yüzde yüzde 5’i Türkiye’de”

İlaç yokluğunu biz Türkiye’de sadece mevcut ilaçları bulamama olarak değerlendiriyoruz aslında bunun çok daha farklı bir boyutu var. Dünyada yeni kullanıma sunulan ilaçların ciddi bir kısmı Türkiye’de bulunamıyor. Ödemeye girmiyor ruhsat alamıyor. Bunun da biraz fiyatlandırma politikasına etkisi var. Yani rakkamsal olarak söylemem gerekirse yakın zamanda Avrupa İlaç Ajansı'nın raporuna göre Dünyada üretime sokulmuş kullanıma sunulmuş yeni ilaçların sadece yüzde 5’i Türkiye’de kullanıma sunuluyor. Bir anlamda da bizim temel ilaç yokluğumuzun sebebine buradan da bakmamız gerekiyor. Yeni ilaçlara ulaşmak için biraz daha değişikliğe gidip çözüm üretmemiz gerekiyor.''