Turan Taşkın Özer: "Bakan'a sesleniyorum. O davanın, bu davanın hakimi savcısı olacağına dönsün önce yargı reformlarında belirtilen sürelere uyulmasını sağlasın"
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde bir ihaleyle ilgili 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak talebiyle yargılandığı davanın yedinci duruşması Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Savcının rapor aldığı davada karar çıkmadı, duruşma ertelendi. Dava sonrası açıklama yapan CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Turan Taşkın Özer "Ben buradan Bakan'a sesleniyorum. O davanın, bu davanın hakimi, savcısı olacağına, millete had bildirmeye kalkacağına dönsün önce yargı reformlarında belirtilen bu sürelere bir uyulmasını sağlasın diyorum, takipçisi olmaya da devam edeceğiz" dedi.
(İSTANBUL)- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde bir ihaleyle ilgili 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak talebiyle yargılandığı davanın yedinci duruşması Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Savcının rapor aldığı davada karar çıkmadı, duruşma ertelendi. Dava sonrası açıklama yapan CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Turan Taşkın Özer "Ben buradan Bakan'a sesleniyorum. O davanın, bu davanın hakimi, savcısı olacağına, millete had bildirmeye kalkacağına dönsün önce yargı reformlarında belirtilen bu sürelere bir uyulmasını sağlasın diyorum, takipçisi olmaya da devam edeceğiz" dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığı 2015 yılında, şartları oluşmayan bir firmaya ihale verdiği iddiasıyla “ihaleye fesat karıştırma” suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak talebiyle yargılandığı davanın 7. duruşması bugün Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmada söz alan Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Kemal Polat, “Duruşma savcısının raporunun bittiği günün hemen ertesi günü duruşma günü verilmesini, bırakın seneye haftaya bile bırakmaksızın duruşma talep ediyoruz" dedi. Diğer avukatı Nusret Yılmaz ise "Alanında yetkinliği tartışılan bilirkişi raporuna rağmen Sayıştay denetçilerinden oluşan rapora itiraz edilmiş yeniden raporlandırılmıştır. Sanıkların suça konu eylemleri gerçekleştiremediği sabittir. Esas hakkındaki mütalaa sonrasında dosyada karar verilmesi talep ederiz" dedi. Savcının iki günlük rapor aldığı dava, 8 Ocak 2025 tarihine ertelendi.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Turan Taşkın Özer, duruşma sonrası adliye çıkışında açıklama yaptı. "Buradan Adalet Bakanı'na sesleniyorum" diyen Özer şunları söyledi:
“Bugün hala burada celse takibi yapıyoruz”
"2015 yılında yapılmış bir ihaleye ilişkin olarak 2020 yılında yani Sayın Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine iki kez art arda kazanıp İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra Beylikdüzü dönemine ait yapılan bir incelemede 2015 yılına ait bir ihale 2020 yılında incelemeye alınıp 2022 yılında soruşturması başlatılıp 2023 yılında davası açılıp 2024 yılında bakın bugün hala burada celse takibi yapıyoruz. Bir önceki celsede savcılık makamına ilişkin olarak mahkeme başkanı, hakim, savcıya mütalaasını hazırlaması için süre vermişti. Ancak ne hikmetse Sayın Savcı dün ve bugün raporlu. Yerine usulen yani hukuk ceza mahkemeleri usulüne aykırı olmasına rağmen iddianameyi düzenleyen soruşturma savcısı yerine bugün geçici olarak, geçici görevlendirmeyle oturdu.
“Adalet Bakanına da ayrıca seslenmek istiyorum”
Yukarıda avukatlar ısrarla şunu söylediler. Dediler ki savcılık makamı her ne kadar bugün raporlu olsa da yerine gelen geçici savcı daha önceden iddianameyi düzenleyen, dolayısıyla soruşturmayı yürüten savcı olduğu için bu dosyaya herkesten daha çok hakimdir. Dolayısıyla kısa bir ara verilerek bu mütalaanın hazırlanması istenebilir dendi. Ancak bu talep de reddedildi. Biz tabi takip etmeye devam edeceğiz. Şimdi buradan ben Adalet Bakanı’na da ayrıca seslenmek istiyorum. Malumunuz olduğu üzere yapılan kanun değişikliği ile artık mahkemelere yargılama yapmalarında bir hedef süre konuluyor. Bakın hedef süre arkamda görmüş olduğunuz mahkemeyle ilgili 409 gün olarak konulmuş. Bugün yargılamanın 685’inci günü yani üzerinden 276 gün daha geçmiş. Biz hala sayın savcılığın esas hakkındaki mütalaasını bekliyoruz. Dosyaya girecek hiçbir delil kalmamış. Dosyaya ilk sunulan bilirkişi raporu üzerinden o hayali senaryolarla üretilen bilirkişi raporu üzerinden iki ayrı Sayıştay heyetine, altı adet Sayıştay uzman denetçisi tarafından imzalanan bilirkişi raporları girmiş. Başkaca deliller girmiş. Sanıkların hiçbirisinin bu suçu işlemediğine dair iki ayrı bilirkişi raporu ortaya konmuş olmasına rağmen biz hala savcılığın burada mütalaa vermesini bekliyoruz. Hedef süre 409 gün, 685 gün olmuş, 276 gün üstünden geçmiş. Ben buradan bakana sesleniyorum. O davanın, bu davanın hakimi, savcısı olacağına, millete had bildirmeye kalkacağına dönsün önce yargı reformlarında belirtilen bu sürelere bir uyulmasını sağlasın diyorum takipçisi olmaya da devam edeceğiz."
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de davaya ilişkin şunları söyledi:
“Mütalaa için süre isteyen savcı rapor alarak bugün bu duruşmaya katılmadı”
"Milletvekilimiz ve Yüksek Disiplin Kurulu Başkanımız Turan Taşkın Özer davanın sürecine yönelik teknik detayları kıymetli basın mensuplarıyla paylaştı. Tekrar hatırlamakta fayda var. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu 2014’le 2019 arası Beylikdüzü Belediye Başkanlığı görevini yürüttü. 2019’da İstanbul halkının iradesiyle İstanbul Büyükşehir Başkanı seçildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra 2019 yılında belediye başkanı seçildikten sonra 2015 yılında Beylikdüzü Belediyesi'nde Kültür Müdürlüğü’nde yapılmış toplam bedeli 250 lira olan bir ihaleyle ilgili yani 2019 yılında bir soruşturma başlatıldı. Sonrasında Danıştay soruşturmaya gerek yoktur kararı verdi. Ve bunun üzerine ısrarla bir soruşturma süreci yürütüldü. 2020 yılında davaya dönüştürüldü. Ve halen mahkemesi bugün devam ediyor. Altı celse görüldü. Geçen celse de artık süreç tamamlandı ve karar verilecek diye beklerken, çünkü bilirkişi raporunda Büyükşehir Belediye Başkanının ihaleyle ilgili bir sürece dahil olmamasıyla ilgili bir karar var. Bilirkişi raporunda ihalede herhangi bir suç unsuru bulunmadığına dair bir görüş var bilirkişi raporunda. Buna rağmen savcılık mütalaayı vermek yerine mütalaa için süre istedi, bugüne süreyi istemişti 20 Kasım'a ve bugün de mütalaa için süre isteyen savcı rapor alarak bugün bu duruşmaya katılmadı.
“O dönemin atanmış bakanı, seçilmiş büyükşehir belediye başkanına ahmak demişti”
Bugün savcı duruşmaya katılmadığı için dava 8 Ocak'a ertelendi. Şimdi burada şunu çok net olarak ifade etmek isteriz. Niyet apaçık ortaya çıkmıştır. Buradaki niye bu davanın süresini uzatma niyetidir. Dolayısıyla bu dava Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu'na açılan tek dava mıdır? Hayır tek dava değildir. Bu dava 2015’te, 250 bin liralık bir ihaleyle ilgili bir davadır. Ama aynı zamanda kamuoyunun gündeminde olan bir ‘Ahmak Davası’ da vardır. Onu da hatırlamakta fayda var. Neydi 'Ahmak Davası?' Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu 2019’da 31 Mart'ta seçimleri kazanmıştı ve kazandığımız seçimler YSK eliyle iptal ettirilmişti. Ve bunun üzerine tekrar Haziran ayında seçimler yapıldı ve Sayın Ekrem İmamoğlu, Haziran ayında 800 binin üzerinde oy farkıyla seçimi yeniden kazanmıştı. Bunun üzerine Avrupa Konseyi'nde yaptığı bir konuşmada seçimlere 31 Mart'ta kazandık ve sonra seçimler iptal ettirildi ve bunun üzerine Haziran ayında tekrar büyük bir demokrasi mücadelesiyle, daha büyük bir farkla seçimi kazandık. Çuvallara, sandıklara sahip çıkmak zorunda kaldık gibi bir ifade kullanmıştı. Bunun üzerine o dönemin atanmış bakanı, seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanına ahmak demişti. Büyükşehir Belediye başkanı da aynı lafı kendisine iade etmişti ve bunun üzerine de bir soruşturma başlatılmıştı.
“Bu dava sürekli uzatılarak yine yargı taciziyle siyaset dizayn edilmek isteniyor”
Başlatılan soruşturma sonucunda Büyükşehir Belediye Başkanına iki yıl yedi ay 15 gün hapis cezası ve siyaset yasağı getirilmişti birinci derece mahkeme tarafından. Orada da birtakım usulsüzlükler, haksızlıklar ve hukuksuzluklarla karşı karşıya kaldık. Ne yapıldı mesela 'Ahmak Davası'na bakan hakim değiştirildi, Samsun'a gönderildi, yerine bir başka hakim getirtildi. Ne yapıldı mesela? 'Ahmak Davası'ndaki istinaf süreci çok uzun süredir bir karar vermiyor. Orada da süreç geciktiriliyor. Yani buradaki temel amaç şudur. Buradaki temel amaç yargı taciziyle, yargı sopasıyla, yargıyı araçsallaştırarak siyaseti dizayn etmektir. 'Ahmak Davası'nın kararı 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine altı ay karar verildi. Bugün bu dava sürekli uzatılarak yine yargı taciziyle siyaset dizayn edilmek isteniyor. İstinaf 'Ahmak Davası'yla ilgili karar vermiyor. Yargı taciziyle yargı sopasıyla siyaset dizayn edilmek isteniyor. Yetmiyor Büyükşehir Belediye Başkanımız hakkında yakın zamanda Cumhuriyet Bayramı konserlerinden kaynaklı soruşturma açıldı. Buradan iktidar sahiplerine sesleniyoruz. Sürekli yargıyı, siyasallaştırarak, yargıyı araçsallaştırarak siyaset dizayn etme çabasını görüyoruz. Bunu halkımız da görüyor bunu yurttaşlarımız da görüyor.
“Artık Türkiye'de tek bir çare vardır. Türkiye bir an önce erken seçime gitmelidir”
İstanbul halkı 2019’da seçimi iptal ettirdiğinizi gördüğünde 12 bin oyluk farkı nasıl 800 bine çıkarttıysa ve sonra 2024 yılında 800 binlik oy farkı 1 milyonun üzerine çıktıysa, vatandaş size nasıl bir demokrasi dersi verdiyse ilk seçimde bu haksız, hukuksuz uygulamalarınızdan dolayı yargı taciziyle, siyaset dizayn etme çabanızdan dolayı size büyük bir demokrasi tokadını vuracak, halkın iradesiyle gideceksiniz. Çünkü yargı sopasıyla siyaseti dizayn etmek istiyorsunuz. Yaptığınız hukuksuzluklar sadece bununla da sınırlı değil. Her gün Türkiye yeni bir hukuk garabetiyle uyanıyor. Her gün Türkiye'de bir hukuk skandalı işleniyor. Örneğin geçtiğimiz haftalarda Esenyurt'ta her iki seçmenin bir tanesinin oyunu alarak seçilmiş. Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer bir şafak operasyonuyla tutuklandı. Ve yerine kayyum atandı. Esenyurt'ta da seçmen iradesine bir darbe vuruldu. Bu haksızlık, bu hukuksuzlukların karşısında mücadele etmeye devam edeceğiz. Ama bu mücadeleyi halkımızla, yurttaşlarımızla birlikte gerçekleştireceğiz. Artık Türkiye'de tek bir çare vardır. Türkiye bir an önce erken seçime gitmelidir. Ve erken seçimde Türkiye, Türkiye halkı milletimiz bu haksızlıklara, bu hukuksuzluklara, bu adaletsizliklere karşı sandıkta gereken cevabı verecektir diyorum."