TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu... Veli Ağbaba: "Avrupa göç konusunda bize rüşvet veriyor, hem siyasi hem ekonomik"

TAKİP ET

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Dışişleri Bakanlığı bütçe görüşmeleri başladı. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, "Avrupa Birliği değerlerine sizi tek bağlayan şey göç meselesi. Suriye'deki kriz dünyada çıkan en büyük krizlerden birisi. Bu krizin tek yükünü biz taşıyoruz. Bunun da sebebi para ve Avrupa Birliği değerlerinde Türkiye'ye baskı yapmaması. Avrupa göç konusunda bize bir rüşvet veriyor hem siyasi hem ekonomik. Bu sayede Avrupa Birliği değerlerinden uzaklaşıyoruz. Türkiye, Avrupa'nın mülteci kampı durumuna gelmiş durumda" dedi.

(TBMM) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Dışişleri Bakanlığı bütçe görüşmeleri başladı. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, "Avrupa Birliği değerlerine sizi tek bağlayan şey göç meselesi. Suriye'deki kriz dünyada çıkan en büyük krizlerden birisi. Bu krizin tek yükünü biz taşıyoruz. Bunun da sebebi para ve Avrupa Birliği değerlerinde Türkiye'ye baskı yapmaması. Avrupa göç konusunda bize bir rüşvet veriyor hem siyasi hem ekonomik. Bu sayede Avrupa Birliği değerlerinden uzaklaşıyoruz. Türkiye, Avrupa'nın mülteci kampı durumuna gelmiş durumda" dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Dışişleri Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe görüşmeleri başladı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın sunuş konuşmasının ardından milletvekili konuşmalarına geçildi. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a, "Dünya'daki en itibarsız pasaportlardan birine sahibiz" ifadelerini kullandı.

"ABD bizim kırmızı çizgilerimizin hiçbirini tanımıyor"

Ağbaba, Amerika seçimlerinde Donald Trump'ın yeniden başkan seçilmesine ilişkin şunları söyledi:

"Trump'ın savunduğu şeyler ile bizim savunduğumuz şeyler arasında siyah ve beyaz gibi farklar var. Trump, Filistin lehine bir çözüme karşı, Filistin'in devlet olmasına karşı. Ancak sizinkiler gazetecisi, siyasetçisi Trump'ın kazanmasından seçimi kendileri kazanmış gibi mutlular. Trump'ın Cumhurbaşkanı’na yazdığı mektup hala akıllarda ancak Cumhurbaşkanı ise 'dostum' diyor. Bizim kırmızı çizgilerimizin hiçbirini tanımıyor. Kurduğu kabine Türk düşmanı, Filistin düşmanı hem de Müslüman düşmanı bir kabine. 

Bir televizyon programında 'ABD ile Türkiye'nin arasındaki en önemli iki konunun FETÖ ve Suriye'deki PYD yapılanması olduğunu' söylediniz.  Özellikle eski ortağınız FETÖ'yle aranız bozulduktan sonra ne PYD konusunda ne de FETÖ konusunda ABD bir adım atmış değil. Türkiye'nin iki kırmızı çizgisi konusunda bir pozitif gelişme yok. Dolayısıyla bu yürüttüğünüz programın eksik ya da hatalı olduğunu düşünüyor musunuz?"

"Suudi Prens Bin Selman'ı karşılarken hiç içiniz acımadı mı?"

Ağbaba, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Suudi Prens Bin Selman, geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye geldi. Sayın Cumhurbaşkanı prensi uçağın kapısında karşıladı, yolcu etti. Şerefine sazlı sözlü yemekler verildi. Siz de karşılamada ve uğurlamada vardınız. Eski göreviniz MİT Müsteşarlığıydı. Teşkilatın şerefli mensupları sayesinde topraklarımızda işlenen bir siyasi cinayetten hem biz hem de Dünya haberdar oldu. Cemal Kaşıkçı cinayetinin teşkilatınız sayesinde öldürüldüğüne dair belgeler var. Bu cinayeti en ince ayrıntısına kadar çözen ve dünyaya duyuran sizsiniz. Bu katliam emrini veren bu veliaht prensti. Hiç içiniz acımadı mı? 

Üçüncü Dünya Savaşı lafı çıktı. Bu Türkiye açısından bir beka meselesidir. Bu savaş söylentileri varken siz ne yapıyorsunuz; belediyelere kayyum atıyorsunuz, Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, Ekrem İmamoğlu hakkında dava açıyorsunuz. Gezi davası tutukluları hala cezaevinde. Bizim anlayışımıza göre demokrasiden uzak, otoriter rejimi tahakküm etmek için mi üçüncü dünya savaşı diyorsunuz? Gittiğiniz yerlerde size soruyorlardır Osman Kavala meselesini, kayyum meselesini. 

"Dünyadaki en itibarsız pasaportlardan birine sahibiz"

'Avrupa Birliği hedefine bağlıyız' diyorsunuz. Bu hedeflere bağlı olmanızı biz destekliyoruz ancak bu değerler insan hakları, basın özgürlüğü, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı gibi değerler. Avrupa Birliği değerlerine bağlıysak niye Anayasa Mahkemesi kararlarına uymuyoruz? Niye yargımız bağımsız değil? 

Avrupa Birliği değerlerine sizi tek bağlayan şey göç meselesi. Suriye'deki kriz dünyada çıkan en büyük krizlerden birisi. Bu krizin tek yükünü biz taşıyoruz. Bunun da sebebi para ve Avrupa Birliği değerlerinde Türkiye'ye baskı yapmaması. Avrupa göç konusunda bize bir rüşvet veriyor hem siyasi hem ekonomik. Bu sayede Avrupa Birliği değerlerinden uzaklaşıyoruz. Türkiye, Avrupa'nın mülteci kampı durumuna gelmiş durumda. Siz 'sınır kapımız güvenli' deseniz de girişin serbest olduğunu herkes biliyor. Çıkış yasak. Milliyetçilerin buna karşı çıkması lazım. 

Bir diğer problem ise vize problemi meselesi. Dünya'daki en itibarsız pasaportlardan birine sahibiz. Bizim çocuklar doktorayı kazanıyor vize alamıyor."