TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu... İsa Mesih Şahin: "Bu faiz bütçesiyle sadece para kaybetmiyoruz; toplumsal ahlakımızı, barışı, kamu düzenini de kaybediyoruz"
Gelecek-Saadet Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda "Bu faiz bütçesiyle sadece para kaybetmiyoruz; toplumsal ahlakımızı, barışı, kamu düzenini kısaca ülkemizin geleceğini kaybediyoruz. Acilen yapmamız gereken şeyler var. İhtiyacımız olan şey; daha önce var olan iklimi Türkiye'ye geri getirmektir. Bu iklim adaletle, liyakatle, şeffaf bir kamu düzeniyle olabilir" dedi.
(TBMM) - Gelecek-Saadet Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda "Bu faiz bütçesiyle sadece para kaybetmiyoruz; toplumsal ahlakımızı, barışı, kamu düzenini kısaca ülkemizin geleceğini kaybediyoruz. Acilen yapmamız gereken şeyler var. İhtiyacımız olan şey; daha önce var olan iklimi Türkiye'ye geri getirmektir. Bu iklim adaletle, liyakatle, şeffaf bir kamu düzeniyle olabilir" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 2025 yılı Cumhurbaşkanlığı bütçe görüşmeleri devam ediyor. Gelecek-Saadet Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, komisyonda yaptığı konuşmada, ekonomik sorunlara dikkat çekerek, "Bu enflasyonu asgari ücretlinin yiyeceği ekmek mi, çocuğuna alacağı kıyafet mi arttırıyor? Bu komisyondaki arkadaşların bir iki hafta asgari ücretli birinin evinde kalmasını öneriyoruz" ifadelerini kullandı.
"Ülkenin bir kısmı peri masallarındaki gibi bir hayat yaşıyor"
İsa Mesih Şahin, şunları söyledi:
"Kurumlarımızın bütçeleri büyürken vatandaşlarımızın bütçesinin giderek azaldığını görüyoruz. Bugün Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrek büyüme rakamları açıklandı, yüzde 2,1 büyüme görülüyor. Makro ekonomik verileri incelediğimizde ise farklı bir durum görüyoruz, vatandaşın cebi ise bambaşka. Ülkenin bir kısmı peri masallarındaki gibi bir hayat yaşarken, bir yanda 'oğluma okulda tost alamıyorum' diyen babalar, 'torunuma köfte alamıyorum' diye boynu bükülen babaanneler var. 14,8 milyon kişi düzenli olarak sosyal yardım alıyor. Sosyal yardımı arttırmayı bir başarı olarak görmemeliyiz, azaltmayı bir başarı olarak görmeliyiz. 2024 yılının ilk yarısında kredi kartı borcu nedeniyle icraya düşen kişi sayısı 1 milyon 63 bin. Avrupa'nın en büyük adalet sarayı olarak açılan Çağlayan Adliyesi'ne yapılan ek hizmet binası icra davalarına yetişilemediği için açıldı. Sosyal bir yıkımı göz göre göre yaşıyoruz.
Bu bütçede faiz giderlerine toplam 1 trilyon 950 milyar gibi bir kalem var. Bu tutar Eğitim, Milli Savunma gibi pek çok bakanlık bütçesinin üstünde. Bu faize ödenen para ile kaç tane okul, hastane, havaalanı, organize sanayi bölgesi yapabilirdik? Bu faiz rakamları yük değil mi? Bütçede büyümeden bahsediliyor. Evet bir taraftan büyüyoruz ama istihdam ve yatırımla büyümüyoruz borçlanarak büyüyoruz. Borcumuz büyüyor, biz faiz ödemek zorunda kalıyoruz. Yatırım, istihdam durmuş esnafımız can çekişiyor.
"Enflasyonu asgari ücretlinin yiyeceği ekmek mi arttırıyor?"
Burada vatandaşın içinde bulunduğu tabloya dikkat çekmeye çalışıyoruz. Bu enflasyonu asgari ücretlinin yiyeceği ekmek mi, çocuğuna alacağı kıyafet mi arttırıyor? Bu komisyondaki arkadaşların bir-iki hafta asgari ücretli birinin evinde kalmasını öneriyoruz. Asgari ücretli sadece simit yiyebiliyor, kirası, mutfağı, okul masrafları var. Bu tabloda asgari ücretin insan onuruna yakışır bir şekilde olması lazım. Emeklilerimiz ise simit bile yiyemiyor. Bir insan 12 bin 500 lira ile nasıl geçinebilir? Bu ücretle 12 bin 500 lirayla geçinmek mümkün değil. Yıllar önce paradan altı sıfır atmakla övünen bir iktidar vardı ortaya çıkan enflasyon yüzünden bir sıfır geri eklendi. Acilen müdahale edilmezse başka sıfırlar da eklemek zorunda kalacağız. Biz çok söyledik, samimi olarak bu ekonomi politikasının sonuç veremeyeceğini söyledik. Bizi 'faiz lobisi' olmakla suçladınız. Mazideki başarılara atıfta bulunuldu. AKP bu ülkede mega projeler yapmıştır ancak bugün mega bir faiz borcu vardır.
"Sosyal bir patlamanın eşiğine gelmiş durumdayız"
Eskiden bu ülkede bir memur, maaşıyla ev, araba taksidine girebiliyordu şu an ise 4 kişilik bir ailede herkes asgari ücretle çalışsa yoksulluk sınırına ancak geliyor. Bu derdi sadece gariban vatandaşa vergi yükleyerek çözmeye çalışmak doğru değildir. Para poliitkası da sadece yüksek faizle yönetilemez. Ekonomik tablonun vehameti sosyal hayatta da farklı krizleri beraberinde getiriyor. Bu tabloda sosyal bir patlamanın eşiğine gelmiş durumdayız. Sokakta yaşanan en ufak kavga bir trajediye dönüşüyor. Borç batağına düşen vatandaş çareyi daha büyük bir çözümsüzlükte arayabiliyor. Bir başka sosyal sorunumuz sanal bahis. Her cep telefonu bir kumarhaneye dönüşmüş durumda. Her sektörün ayrı bir çetesi oluşmuş. Normal silahlı çeteler yanında masum kalıyor.
Bu faiz bütçesiyle sadece para kaybetmiyoruz; toplumsal ahlakımızı, barışı, kamu düzenini kısaca ülkemizin geleceğini kaybediyoruz. Acilen yapmamız gereken şeyler var. İhtiyacımız olan şey; daha önce var olan iklimi Türkiye'ye geri getirmektir. Bu ikli adaletle, liyakatle, şeffaf bir kamu düzeniyle olabilir."