TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu... Gülcan Kaçmaz Sayyiğit: "Kentin ekonomik birikimi bizzat kayyumlarınız tarafından yağmalanıyor"

TAKİP ET

DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bütçe görüşmelerinde; "Kayyumlarla Anayasa'da yer alan merkezi ve yerinden yönetim ilkesini ortadan kaldıran İçişleri Bakanı'na da Anayasa hatırlatmasında bulunmamız gerekmiyor mu? AKP'nin Kürtlerin kazanımlarına karşı bir hazımsızlığı var çünkü karşımızda demokrasiyle sorunlu bir zihniyet var. Bu sebeple, Hakkâri, Batman, Halfeti, Mardin ve Esenyurt Belediyelerine kayyum atamaktan geri durmadınız. O kentte yaşayan insanların emeği çarçur ediliyor, kentin ekonomik birikimi bizzat kayyumlarınız tarafından yağmalanıyor" dedi.

(TBMM) - DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bütçe görüşmelerinde; "Kayyumlarla Anayasa'da yer alan merkezi ve yerinden yönetim ilkesini ortadan kaldıran İçişleri Bakanı'na da Anayasa hatırlatmasında bulunmamız gerekmiyor mu? AKP'nin Kürtlerin kazanımlarına karşı bir hazımsızlığı var çünkü karşımızda demokrasiyle sorunlu bir zihniyet var. Bu sebeple, Hakkâri, Batman, Halfeti, Mardin ve Esenyurt Belediyelerine kayyum atamaktan geri durmadınız. O kentte yaşayan insanların emeği çarçur ediliyor, kentin ekonomik birikimi bizzat kayyumlarınız tarafından yağmalanıyor" dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’hnda İçişleri Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesi görüşülüyor.

DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Van'da kaybolduktan sonra cesedi 20 kilometre ötede bulunan Rojin Kabaiş'in ölümünü hatırlatarak tartışmalı kadın ve çocuk ölümlerine dikkat çekti. Kaçmaz Sayyiğit ayrıca, muhalif belediyelere atanan kayyumlara da tepki gösterdi. 

Kaçmaz Sayyiğit'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Önemli bir bakanlık olduğu kesin çünkü özgürlükler ilkesini güvenlik adı altında darmadağın eden bir yanı da var bu bakanlığın. Yıllarca 'Hukuk arkasından gelsin' anlayışıyla hareket edildi. Güvenliğin esas amacı özgürlükleri garantiye almak olmalıyken adeta insan hakları, demokrasi ve barışa karşı bir cephe oluşturuldu. Sayın Yerlikaya, siz de göreve geldiğinizde hukuk ve insan haklarına göre hareket etmekten bahsettiniz ama bir buçuk yılda sicilinize birçok hukuksuzluğu ve hak ihlallerini yazdırmayı başardınız.

"Rojin için adalet istiyoruz, herkes için adalet diyoruz"

Çocuklar öldürülüyor, kadınlar ortadan kaybettiriliyor ama süreç şeffaf bir şekilde ilerletilmiyor, kamuoyu vicdanı tatmin edilmiyor. Olayların ardından hemen gizlilik kararı veriliyor, havuz medyasına sızdırılan magazinsel bilgilerle dikkatler dağıtılıyor, farklı bir algı oluşturulmaya çalışılıyor bu şekilde. Senaryo maalesef değişmiyor çünkü figüran ve oyuncular hep aynı. Van'da üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş vakasında da aynı şeyle karşılaştık. Kolluğa geç haber verilmesinden olaya bir intihar ön kabulüyle yaklaşılmasına kadar Rojin'in cansız bedeninin aranan yerden 20 kilometre ötede bulunmasından otopsi sürecine kadar her şey tartışmalı şekilde karşımıza çıkmakta. Güvenlik güçlerinin teknik donanım olarak her türlü imkana sahip olduğu hamaseti yapılıyor ama Rojin vakasındaki şüpheler giderilmiyor. Bu olayın başından sonuna kadar zincir birbirine bağlanmıyor. Rojin için adalet istiyoruz, herkes için adalet diyoruz.

"Kürt'ün huzurunu kaçırarak huzur sağlanmaz bu ülkede"

Kayyumlarla Anayasa'da yer alan merkezi ve yerinden yönetim ilkesini ortadan kaldıran İçişleri Bakanı'na da Anayasa hatırlatmasında bulunmamız gerekmiyor mu? Çünkü AKP iktidarı son 8 yılda ülkenin Kürtlerin yaşadığı parçasında idari yapıyı parçalamış durumda. Kürtçe hizmetler yasaklandı, kadın merkezleri ve çocuk kreşler kapatıldı. Buna rağmen halkımız demokratik mücadeleden vazgeçmedi, belediye eş başkanlarını da ön seçimle kendisi seçti. AKP'nin Kürtlerin kazanımlarına karşı bir hazımsızlığı var çünkü karşımızda demokrasiyle sorunlu bir zihniyet var Bu sebeple, Hakkâri, Batman, Halfeti, Mardin ve Esenyurt Belediyelerine kayyum atamaktan geri durmadınız. Herhâlde daha oy pusulasındaki mürekkep bile kurumadan bunun planlarını yapıyorsunuz çünkü kayyumlarla belediyelerde ciddi bir rant paylaşım savaşı açığa çıkıyor. Bununla o kentte yaşayan insanların emeği çarçur ediliyor, kentin ekonomik birikimi bizzat kayyumlarınız tarafından yağmalanıyor. Dolayısıyla, kayyumlar sadece irade gasbı değil, aynı zamanda ekonomik bölüşüm araçları olarak karşımıza çıkmakta. Seçimden sonra Mardin Büyükşehir Belediyesi'ni kayyumdan aldığımızda toplam borcu 3,5 milyar lira; yine, Batman'ın 3 milyar 53 milyon lira borçlu olmasının sebebi de tam olarak budur. Sayın Bakan, il il gezip Türkiye'nin Huzuru toplantıları yapıyorsunuz. Buna Kürtler dâhil mi değil mi, merak ediyoruz çünkü Kürt'ün huzurunu kaçırarak huzur sağlanmaz bu ülkede. Kayyum siyasi darbedir, ekonomik soygundur, milyonların huzursuzluğudur."