TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu... CHP'li Türeli: "Bu kadar kısa sürede bu kadar bütçenin görüşülmesi mümkün değil"

TAKİP ET

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Cumhurbaşkanlığı bütçe görüşmeleri devam ediyor. CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, "Cumhurbaşkanlığı bütçesini görüşüyoruz. 14 kuruma ait 30'u aşkın bütçe kesin hesap ve Sayıştay denetim raporu var. Bu kadar kısa sürede bu kadar bütçenin görüşülmesi mümkün değil. TMSF'nin Cumhurbaşkanlığı ile ilişkisi ne, niye burada? Savunma Sanayi'nin burada ne işi var, Savunma Bakanlığı'nda olması gerekmiyor mu? Bakanlıklara paralel bakanlık gibi bir yapı oluşmuş" dedi.

(TBMM) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Cumhurbaşkanlığı bütçe görüşmeleri devam ediyor. CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, "Cumhurbaşkanlığı bütçesini görüşüyoruz. 14 kuruma ait 30'u aşkın bütçe kesin hesap ve Sayıştay denetim raporu var. Bu kadar kısa sürede bu kadar bütçenin görüşülmesi mümkün değil. TMSF'nin Cumhurbaşkanlığı ile ilişkisi ne, niye burada? Savunma Sanayi'nin burada ne işi var, Savunma Bakanlığı'nda olması gerekmiyor mu? Bakanlıklara paralel bakanlık gibi bir yapı oluşmuş" dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Komisyon Başkanı AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş'un başkanlığında toplandı. Komisyonda, Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşların 2025 yılı bütçesi görüşülüyor. CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, konuşmasında, "Bu ucube Cumhurbaşkanlığı sistemini sahiplenmeyin, sürdürülebilir değil. Daha üzerinden beş yıl geçti, bu sistem yürümüyor" dedi.

Rahmi Aşkın Türeli, konuşmasında şunlara değindi:

"Ülkenin kaynaklarını iki şekilde kullanacağız; doğru ve yerinde. Hiçbir usulsüzlüğe, hırsızlığa mahal vermeden, yerinde kullanılmasıyla da zaten kıt olan kaynaklarımızın yerinde olan ve ülkenin ihtiyacı olan yatırımlarda kullanılması gerekiyor. Kamu özel işbirliği, kur korumalı mevduat böyle değil. Bu ülkede merkezi hükümet ile yerel yönetimler birbirinin tamamlayıcısıdır. Yerel yönetimlerde zaten merkezi hükümetin vesayet yetkisi var. Sanki sizin belediyelerinizde her şey mükemmelmiş gibi bizim belediyelerimize çamur atarak siyaset yapılmaz. Ortada bir parti devleti var. Bunlar doğru şeyler değil. 

Cumhurbaşkanlığı bütçesini görüşüyoruz. 14 kuruma ait 30'u aşkın bütçe kesin hesap ve sayıştay denetim raporu var. Bu kadar kısa sürede bu kadar bütçenin görüşülmesi mümkün değil. TMSF'nin Cumhurbaşkanlığı ile ilişkisi ne, niye burada? Savunma Sanayi'nin burada ne işi var, Savunma Bakanlığı'nda olması gerekmiyor mu? Bakanlıklara paralel bakanlık gibi bir yapı oluşmuş. 

Bütçe hakkını yerine getirebiliyor muyuz? Hala kesin hesap komisyonu yok. Biz şimdi bütçeyi mi, kesin hesabı mı, Sayıştay raporlarını mı görüşeceğiz? Böyle bir görüşme sistemi yok. Biz bütçeyi layıkıyla görüşmüyoruz. Hesap verilebilirlik ilkesi işlemiyor."

"Recep Tayyip Erdoğan'a göre bir hükümet sistemi değişikliği yapıldı"

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini eleştiren Türeli şunları söyledi:

Parlamenter sistem için en büyük eleştiri şudur; koalisyonların varlığı karar alma süreçlerini yavaşlatıyor ve sistemi istikrarsızlaştırıyor denilir 2017 referandumunda 15 yıldır siz zaten ülkeyi tek parti olarak yönetiyordunuz. Ne istediniz de yapamadığınız için bu sisteme geçtiniz? Burada amaç belli; Recep Tayyip Erdoğan'a göre bir hükümet sistemi değişikliği yapıldı. 

Türkiye'nin tarihsel olarak başkanlık sistemine dair bir deneyimi yok, parlamenter sistem içerisinde şekillenmiş bir yapı var. Türkiye'de siyasi yelpaze çok geniş. Böyle bir yapının içerisinde başkanlık sistemi işlemez. Siyasi parti yapıları disiplinli parti yapılarıdır Türkiye'de. Bir partinin tüzüğüne, yapısına uymadığınız zaman ihraca kadar gider bu süreç. Türkiye'nin siyasi kültürü uzlaşmacı olmayan daha çok çatışmacıdır. Bütün bu kriterlerin şekillendirdiği bir yapı var. Bu yapı yeni geçilen sistemle birlikte bir zorunlulukla geldi ama bu sistem işlemiyor. Anayasa değişikliğinin altında da bunlar yatıyor. Bu sistemi işlemesi için nasıl revize ederiz çabası.

Ülkede her şey toz pembeymiş gibi konuşmayın. Ülkede Türkiye'nin belki de en büyük bölüşüm şoku yaşanıyor. En düşük ve en yüksek yüzde 5'lik gruplar arasında 26 kat fark var. Gelir dağılımı bozulmuş, yoksulluk artıyor. Asgari ücret açlık sınırının altında. Ekonomi yavaşladı. Bu krizin varlığını ücretler olarak görerek bir yere gidemeyiz."