Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri'nden belediyelere kayyum atanmasına karşı eylem
Samsun' da Emek ve Demokrasi Güçleri, belediyelere kayyum atanmasını protesto etti. Emek ve Demokrasi Güçleri sözcüsü Ayten Kurlu, 'Yerel yönetimlerin, belediyelerin ablukaya alınması ve adeta karakola çevrilmesi mevcut siyasi rejimin demokratik meşruiyetinin bittiğinin açık göstergesidir' dedi.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
(SAMSUN) - Samsun' da Emek ve Demokrasi Güçleri, belediyelere kayyum atanmasını protesto etti. Emek ve Demokrasi Güçleri sözcüsü Ayten Kurlu, “Yerel yönetimlerin, belediyelerin ablukaya alınması ve adeta karakola çevrilmesi mevcut siyasi rejimin demokratik meşruiyetinin bittiğinin açık göstergesidir” dedi.
Emek ve Demokrasi Güçleri Samsun'un İlkadım ilçesi Bulvar AVM önünde “Halkın İradesi Gasp Edilemez Kayyuma Hayır” diyerek basın açıklaması ve oturma eylemi yaptı. CHP Samsun il başkanı Mehmet Özdağ ve Samsun Emek Demokrasi Güçleri adına sözcü Ayten Kurlu konuştu. CHP Samsun il örgütü adına konuşan Başkan Mehmet Özdağ şunları söyledi:
“Türkiye'de akıl, vicdan sahibi herkes biliyor ki AKP iktidarı döneminde yapılan seçimlerde muhalefetin adayı olmak ateşten gömlek giymektir. Çünkü emekten, halktan, doğadan, demokrasiden, barıştan yana olanların sesi susturulmak istenir. Montaj videolarla her türlü itibar suikastine maruz kalırlar. Muhalefetin adayları işiyle, ekmeğiyle, çocuklarıyla sınanır. AKP, MHP ve HÜDA PAR ortaklığı iktidarının bütün olanaklarına sermayenin olağanüstü desteğine rağmen yerel seçimlerde ne kadar büyük bir hezimet yaşadığını herkes gördü. AKP ortaklığı şimdi uğradıkları ezici kayıpları yargıyı sopa olarak, kolluk güçlerimizi kalkan olarak kullanarak halkın iradesine çökmek istiyorlar. Halkların oylarıyla ve büyük bir demokratik mücadeleyle seçim kazanan belediye başkanlarının ve meclis üyelerinin görevlerine son verilmesi açıkça emek hırsızlığıdır. Türkiye 2016 yılından bu yana kayyum adıyla yapılan halk iradesi gaspının ne olduğunu çok iyi öğrendi. Kayyum demek yolsuzluk demektir. Kayyum demek Siyasi iktidara ve sermayeye koşulsuz itaat demektir. Kayyum demek halkın vergilerinin sınırsızca cemaatlere transferi demektir. Kapalı kapılar ardında toplumsal birlik ve bütünlüğümüze siyasi operasyonlarla müdahale edilmesini asla kabul etmiyoruz."
Daha önce gerçekleştirilen kayyum darbelerinin halk tarafından reddedildiğine dikkati çeken Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri sözcüsü Ayten Kutlu ise şöyle konuştu:
“Halkın iradesi gasp edilemez. Kayyuma hayır diyoruz. Bölgeyi ablukaya alan polis ve jandarma güçleri yüzlerce göstericiyi gözaltına alarak direnen Kürt halkına göz açtırmıyor. Daha seçimin ilk günlerinde Van'da başlatılan kayyum operasyonu halkın kararlı direnişi karşısında ters tepmiştir. Ancak fırsat kollayan ranta dayalı kayyum zihniyeti tarafından çözüm süreci olur mu olmaz mı tartışmaları arasında Esenyurt'ta Türkiye'nin en büyük ilçesinin belediyesini gasp etmiştir, kayyum atamıştır. Esenyurt'ta günlerdir devam eden direnişin ardından ikinci bir kayyum darbesiyle seçilmiş belediye meclisi üyelerinin yerine memurlar atanmıştır. Bir kez daha ifade edelim ki bu saldırılar halk iradesine yönelik gerçekleştirilmiş açık bir darbedir. Daha önce gerçekleştirilen kayyum darbeleri halk tarafından reddedilmiş. Kayyum pratiği seçimlerde büyük bir yenilgiye uğratılmıştır. Her seçimde yenilgiye uğrayan kayyum darbesinde ısrar etmek siyasi tükenmişliğin bir göstergesidir. AKP MHP iktidarı seçimle kazanamadıklarını yargı ve kolluk marifetiyle ele geçirmeyi alışkanlık haline getirmiştir. Kayyum darbesi bir rejime dönüşmüştür.
"Kayyum bir özgürlük sorunudur"
Bu topraklarda zorbalık ve zulümle hiçbir iktidar abat olmamıştır. Olamayacaktır da Türkiye halkları bu zorbalığa asla boyun eğmeyecektir. Son yerel seçimlerde iktidar bu pratikleri nedeniyle büyük oy kaybetmiştir. Kayyum darbesi 46 milyon için demokrasi ve özgürlük sorunudur ve önü alınamazsa ne sadece Kürt illeriyle ne de şimdiye kadar gasp edilen belediyelerle sınırlı kalmayacaktır. Hangi partiden ve düşünceden olursa olsun bu darbe artık Türkiye halklarının seçme ve seçilme hakkına siyasi iradesine yönelmiş açık bir tehdittir. Bu vesileyle bütün demokratik kamuoyuna çağrımızdır. Bu gayrimeşru darbeci anlayışa karşı herkes en yüksek düzeyde sesini ve itirazını göstermelidir."