RSF "MeToo çağında gazetecilik" raporunu yayınladı
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, gazetecilerin kadın ve toplumsal cinsiyet azınlıklarının haklarını araştırmalarını sağlayan kayda değer gelişmelere küresel bir bakış sunmak ve baskının yeni yüzlerini de ortaya koymak için 'MeToo çağında gazetecilik' başlıklı bir rapor yayınladı. Raporda, IŞİD'in, Ezidi kadınlara yönelik suçlarını haberleştirip kamuoyu ile paylaşan ve bunun üzerine ölüm tehditleri alan gazeteci Hale Gönültaş'a da yer verildi.
(ANKARA)- Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, ''gazetecilerin kadın ve toplumsal cinsiyet azınlıklarının haklarını araştırmalarını sağlayan kayda değer gelişmelere küresel bir bakış sunmak ve baskının yeni yüzlerini'' de ortaya koymak için “MeToo çağında gazetecilik” başlıklı bir rapor yayınladı. Raporda, IŞİD’in, Ezidi kadınlara yönelik suçlarını haberleştirip kamuoyu ile paylaşan ve bunun üzerine ölüm tehditleri alan gazeteci Hale Gönültaş’a da yer verildi.
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü daha önce yayınladığı ''Kadın Hakları: yasaklı araştırmalar'' ve ''Seksizm engelindeki gazetecilik'' raporlarıyla kendinden söz ettirmişti. RSF son olarak “MeToo çağında gazetecilik“ raporunu yayınladı.“MeToo çağında gazetecilik“ raporu, gazetecilerin kadın ve toplumsal cinsiyet azınlıklarının haklarını araştırmalarını sağlayan, kayda değer gelişmelere küresel bir bakış sunmak ve baskının yeni yüzlerini de ortaya koymak amacıyla yayınlandı.
''MeToo dalgası gazetecilik uygulamalarında genel bir iyileşmeye yol açtı''
MeToo dalgasının kimi ülkelerde çok yankı bulmasa da dünya çapında yeni medya kuruluşlarının ortaya çıkmasına neden olduğunu açıklayan RSF Yayın Direktörü Anne Bocandé, ''1970'lerde Senegal'de Awa, 2012'den bu yana Lübnan'da Sharika Wa Laken ve 1998'de Belçika'da kurulan Axelle dergisi gibi bazı öncüler zaten yolu açmış olsa da, onlar da bu yeni teşhirden faydalandılar. RSF, haber merkezlerindeki ilerlemenin yanı sıra, hareketin gazetecilik uygulamalarında genel bir iyileşmeyi ve birçok gazeteci ağının kurulmasını teşvik ettiğini tespit etti'' dedi.
Diğer yandan gazetecilerin yaşadığı ağır baskıların da göz ardı edilemeyeceğini bildiren Bocandé, ''Ancak, tüm bu ilerlemeye rağmen, kadın hakları ve toplumsal cinsiyet şiddeti konularında uzmanlaşmış gazeteciler, siber taciz kampanyalarından cinayete kadar uzanan saldırıların başlıca hedefi olmaya devam ediyor. Bu ihlallere son verilmelidir. RSF bunu başarmak için hükümetler, polis, adli makamlar, sosyal medya platformları ve haber merkezleri için kadın hakları ve toplumsal cinsiyet şiddeti konusunda bilgi edinme hakkının gerçek anlamda güvence altına alınmasını sağlayacak tavsiyeler yayınladı'' ifadesini kullandı.
Gazeteci Hale Gönültaş’a da yer verildi
RSF Raporunda, “IŞİD’li kadının bıçaklı cihat videosu millet bahçesinde çekilmiş” başlıklı habere Mayıs 2022’de imza atan Hale Gönültaş’ın, bir yandan Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf’ın (TAKSAV) 2023 Erbil Tuşalp Gazetecilik Ödülü'ne değer görülürken diğer yandan sosyal medya ve telefonu üzerinden tehditlere maruz kaldığı belirtildi.
Online platformlarda gazetecilere yönelik saldırıların cezasız bırakıldığına işaret eden raporun diğer bir bölümünde de Gönüştaş’a atıf var. Raporda, söz konusu tehditlerin Mayıs 2022’de şikayet edildiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının ''dava açılmasına yeterli delil yok'' gerekçesiyle ''takipsizlik kararı'' verdiği ve Gönültaş’ın son itirazı da 18 Aralık 2023’te reddedildiği yer alıyor.
RSF, 113 gazetecinin katıldığı bir anketin sonuçlarını da paylaştı. Buna göre, gazetecilerin 80'den fazlası, ''#MeToo'' sloganının ABD’de ortaya çıktığı 2017'den bu yana kadın hakları, toplumsal cinsiyet sorunları, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle ilgili haberlerin sayısında önemli bir artış olduğuna işaret edildi. Katılımcıların yüzde 25'inden fazlası ''kadın hakları ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddete'' ilişkin konularda çalışmayı tehlikeli buluyor.
Bruttin: ''Gazeteciliği sonsuza dek değiştirecek''
RSF Genel Direktörü Thibaut Bruttin, ''MeToo döneminin bitip bitmediği ya da bu ifade özgürlüğünün sürüp sürmediği konusu yorumculara kalsın. Ancak gazetecilikte MeToo'nun bir öncesi ve bir de sonrası var. Gazeteciliği sonsuza dek değiştirecek: Kadın gazetecilerin durumuna ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet konularına gösterilen ilgi bunun kanıtıdır. Bu konularda haber yapmak için risk alan gazetecilerin cesaretini selamlamalıyız. Bazıları büyük bedel ödüyor” dedi.
''MeToo'' hareketi nedir?
''Me Too hareketi'', çok çeşitli yerel ve uluslararası isimlerle ortaya çıkan ''cinsel taciz ve cinsel saldırıya karşı bir hareket olarak biliniyor. İngilizce "Ben De" anlamına gelir. Sosyal medyada ''cinsel saldırı ve cinsel şiddete karşı bir ifşa hareketi olarak'' ABD'de başladı ve bütün dünyaya yayıldı. Hareket, özellikle iş yerinde cinsel saldırı ve tacizin yaygın olduğunu gösterme çabasıyla, 15 Ekim 2017’de sosyal medyada yayılmaya başladı. Kadın sosyal medya kullanıcıları, ''#MeToo'' etiketiyle başlarından geçen taciz olaylarını sosyal medyadan ifşa ettiler.