Plan ve Bütçe Komisyonu... Vehbi Bakırlıoğlu: "FETÖ'nün 821 tane yurdunun 131 tanesini devletleştirmişsiniz. 690 tane yurt ne oldu? Neden tamamını devlet yurdu haline getirmediniz"
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, bütçe görüşmelerinde; "Darbenin yapıldığı tarihte 821 tane Fethullahçı terör örgütüne ait yurt varmış. Bizim şu anda yurt sayımız 862 ve siz bu 821 tane yurdun 131 tanesini devletleştirmişsiniz. Bu 690 tane yurt ne oldu? Basında bir çalışma yaptığımız zaman, bunların genelde TÜRGEV, ENSAR gibi yandaş vakıflara ve cemaatlere, cemiyetlere verildiklerini görmekteyiz. 690 tane yurt kimlere tahsis edildi, hangi cemaatlere, hangi vakıflara tahsis edildi diye soruyorum. Daha önemli soru. Neden tamamını devlet yurdu haline getirmediniz" diye konuştu.
NİSANUR YILDIRIM
(TBMM) - CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, "Darbenin yapıldığı tarihte 821 tane Fethullahçı terör örgütüne ait yurt varmış. Bizim şu anda yurt sayımız 862 ve siz bu 821 tane yurdun 131 tanesini devletleştirmişsiniz. Bu 690 tane yurt ne oldu? Basında bir çalışma yaptığımız zaman, bunların genelde TÜRGEV, ENSAR gibi yandaş vakıflara ve cemaatlere, cemiyetlere verildiklerini görmekteyiz. 690 tane yurt kimlere tahsis edildi, hangi cemaatlere, hangi vakıflara tahsis edildi diye soruyorum. Daha önemli soru. Neden tamamını devlet yurdu haline getirmediniz" sorusunu yöneltti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 2025 Yılı Bütçe Teklifi ile 2023 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin geneli ile Sayıştay raporları üzerinde görüşmeler sürüyor.
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, komisyonda şöyle konuştu:
“Bütçe hakkı demokrasilerde olan bir şey. 2025 bütçesinden konuşuyoruz ancak kayyumların gölgesinde biz bütçe tartışmaları yapmaktayız. Türkiye'nin en büyük ilçesi yaklaşık 1,5 milyon insanın yaşadığı Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer geçtiğimiz günlerde sabahın saat beş buçuğunda yatak odasında gözaltına alındı ve eş zamanlı bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti devleti Esenyurt Belediyesine koçbaşıyla, kapıları kırmak suretiyle kolluk kuvvetleri geldiler, arama yaptılar. Arama esnasında usule uygun davranmayarak avukatı sokmadılar ve usulsüzce delil topladılar. Burada amaç belliydi. Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer'i itibarsızlaştırmak için yapmışlardı bunu. Esasında bu hal ve hareketler bize çok yabancı değil. Biz bunları geçmişte yaşamıştık. Ergenekon, Balyoz kumpaslarında bize buna benzer eylemler içerisinde bulunulmuştu. O zamanki savcı Zekeriya Öz bugün nerede diye sormak istiyorum. Bahsettiğimiz kişi Ahmet Özer, 200'ün üzerinde bilimsel makale yazmış, 30'un üzerinde kitap yazmış bir bilim insanı, dekanlık yapmış, rektörlük yapmış, GAP Belediyeler Birliği Genel Sekreterliği yapmış, yıllarca bu görevlerde bulunmuş ve aday olmak için de Seçim Kurulundan temiz kâğıdı almış ve mart seçimlerinde CHP adayı olmuş, on yıldan beri de CHP’de siyaset yapmakta olan bir bilim insanı.
"İddianamede suç unsurlarına baktınız mı? Aynı iddialarla bu salonda bulunan herkes ama herkes terör örgütüne üyelikten tutuklanabilir"
Bu iddianamede bu suç unsurlarına baktınız mı bilmiyorum ama şöyle söyleyeyim. Aynı iddialarla bu salonda bulunan herkes ama herkes terör örgütüne üyelikten tutuklanabilir. Niçin yapılmış? Mesela, Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer'e birisi telefon açıyor, diyor ki ‘Mehmet Kaya' diye birisi var, bunun annesi ölmüş, bir taziyede bulunur musunuz?’ Ben milletvekiliyim, sizler de milletvekilisiniz. Günde en az üç veya dört defa böyle telefonla ben karşı karşıya kalıyorum, tanımadığım, bilmediğim insanları arıyorum ve taziyelerimi iletiyorum. Siz de yapıyorsunuzdur aynısını. Yani sizin aradığınız, taziyelerinizi ilettiğiniz bir insanın kardeşinin, oğlunun, gelininin Fethullahçı terör örgütü üyesi olup olmadığını siz nereden bileceksiniz? Sırf bu sebeple bu salonda bulunan herkes terör örgütü üyeliğinden gözaltına alınabilir, tutuklanabilir. Bunlar yetmiyor, daha sonra da, Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk... Bir rekor kırılıyor. Adam üç defa seçiliyor ve üçünde de kayyum atanıyor. Bunlar demokratik bir ülkede yaşanacak hususlar değildir ve böylesi bir ortamda kayyumların gölgesinde bütçe görüşmeleri yapmak da işin aslına bakılırsa anlamsız kalmaktadır ama biraz da bütçeden bahsedeceğiz.
"821 FETÖ yurdunun 131 tanesini devletleştirmişsiniz"
Sayın Bakan, 993 bin 720 kişilik kapasiteyle dünyanın en büyük yurt kapasitesine ulaştığımızdan bahsetmişti. 862 tane yurt varmış, 2002'de bu kapasitede 182 binmiş, 190 tane de yurtmuş. Yıllar içerisindeki yurt sayılarına ve kapasitelerine baktığımız zaman, 2015-2016 yılında 450 bin olan yurt kapasitesi 2016-2017'de birden beri 612 bine çıkmış yani 162 binlik bir artış var, yurt sayısı da 592'den 748'e çıkmış, 156 tane bir yıl içerisinde yurt olmuş. Bakıyorsunuz nasıl olmuş bu diye. Bu yurtlardan 131 tanesi Fetullahçı terör örgütüne ait yurtlara el konulması sayesinde olmuş. Bu darbenin yapıldığı tarihte 821 tane Fethullahçı terör örgütüne ait yurt varmış, 821 tane. Bizim şu anda yurt sayımız 862 ve siz bu 821 tane yurdun 131 tanesini devletleştirmişsiniz, Kredi Yurtlar Kurumunun devlet yurduna dönüştürmüşsünüz.
"690 tane yurt ne oldu"
Bu 690 tane yurt ne oldu? Yani 821 tane yurda el konulmuş, 690 tane yurt ne oldu, kimlere tahsis edildi? Basında bir çalışma yaptığımız zaman, bunların genelde TÜRGEV, ENSAR gibi yandaş vakıflara ve cemaatlere, cemiyetlere verildiklerini görmekteyiz. Ben bunun rakamını öğrenmek istiyorum. Bu 690 tane yurt kimlere tahsis edildi, hangi cemaatlere, hangi vakıflara tahsis edildi diye soruyorum. Daha önemli soru, neden böyle bir şey yaptınız? Neden tamamını devlet yurdu haline getirmediniz? Bana kalırsa bu da önemli bir soru. FETÖ'den aldığınız yurtları bu vakıflara, derneklere, cemaatlere vermişsiniz, daha sonra bu yurtlara da yani bu cemaatlere vermiş olduğunuz yurtlara -ki bunlar ücretli, özel yurt, para karşılığında hizmet veriyorlar- öğrencilerin daha sağlıklı ortamda barınmaları için, dengeli beslenmeleri için bu beslenme ve barınma yardımı yapıyorsunuz. Aktaracağınız kaynak da 2024-2028 yıllarında tam 14 milyar lira para. Bu çok ciddi bir para ve siz bunu özel kurumlara gönderiyorsunuz; bu da ciddi bir çelişkidir.
"Mutlu musunuz? sorusuna ‘Mutluyum’ diye cevap verenlerin oranı yüzde 17,3"
Burs ücretlerinden bahsediliyor. Geçen sene Mecliste burs müjdesini vermiştiniz, bin 250 liraydı galiba 2 bin liraya çıkartmıştınız lisans öğrencilerine ve devamlı 2002 atfı var. ‘2002'de 45 liraydı, bugün 2 bin liraya geldi.’ Bir çeyrek altın hesabı yaptığımız zaman, 2002 yılında 45 lira öğrenci bursu alan bir üniversite öğrencisi gidip kuyumcudan 1,5 çeyrek altın alabiliyormuş yani iki aylığıyla 3 altın alabiliyormuş daha doğrusu. Bugün 1,5 çeyrek 7 bin 500 lira yapıyor ve önümüzdeki yıl yani 2024-2025 eğitim öğretim yılında burs ücretleri ne kadar olacak? Bu vasıtayla bize açıklarsanız seviniriz. Bugün gençlerimizin yüzde 70'i ülkede çağdaş ve iyi bir eğitim verilmediğini düşünmekte. Türkiye'de insanların düşüncelerini özgür bir şekilde ifade edemediğini söyleyen gençlerin oranı yüzde 65. ‘Gelecekte şu ankinden daha iyi şartlarda yaşayacağım’ diyenler sadece yüzde 36. Yurt dışına gitmek isteyenler kimi araştırmada yüzde 60, kimi araştırmada yüzde 70. Yüzde 55'i beslenme giderlerini karşılayamadıklarından bahsediyor. Ve en kötü şeylerden bir tanesi ‘Mutlu musunuz?’ diye sorulan soruya ‘Mutluyum’ diye cevap verenlerin oranı yüzde 17,3. Gençliğin durumu ne yazık ki bu.
"3 büyükşehirde yurtlarda yedek bekleyen, başvurduğu hâlde yerleşemeyen öğrenci sayısı ne kadar"
Bir de şöyle bir sıkıntı var. Türkiye'nin birçok yerinde yurt açılmış ancak bir dengesizlik var. Mesela, Manisa’da öğrenci sayısının yüzde 32'sini barındıracak kadar yurdumuz varken İstanbul'da öğrenci sayısının ancak yüzde 6’sı için yurt yapılmış. Ankara'da bu rakam yüzde 13, İzmir'de bu rakam yüzde 18; zaten en büyük problem burada yani Manisa’daki öğrencileri… Manisa’da şu anda doluluk oranı yüzde 87 ancak biliyoruz ki İzmir'de, İstanbul'da, Ankara'da yedek bekleyen on binlerce insan var. Bunun rakamını merak ediyoruz. Şu anda İzmir, İstanbul ve Ankara'da yedek bekleyen, başvurduğu hâlde yerleşemeyen öğrenci sayısı ne kadardır?"