MYP Genel Başkanı Çayır: Mustafa Kemal'in isminin anılmasından kim rahatsızlık duyabilir ki?

TAKİP ET

Milli Yol Partisi (MYP) Genel Başkanı Remzi Çayır, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye slogan atan beş teğmenin Yüksek Disiplin Kurulu'na (YDK) 'ihraç' talebiyle sevk edilmesine tepki gösterdi. Çayır, "Bu ülkeyi bağımsız kılan Mustafa Kemal'in veya şehitlerin, gazilerin isminin anılmasından kim rahatsızlık duyabilir ki? Niye rahatsız duyuyorsun? O teğmenler maziye sahip çıktıklarından dolayı niye zem edilsin?Ben ve Milli Yol Partisi olaya şu şekilde bakıyor; evet, ortada bir disiplin suçu vardır ama başkaldırı yoktur" dedi.

(ANKARA)- Milli Yol Partisi (MYP) Genel Başkanı Remzi Çayır, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye slogan atan beş teğmenin Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) ‘ihraç’ talebiyle sevk edilmesine tepki gösterdi. Çayır, "Bu ülkeyi bağımsız kılan Mustafa Kemal'in veya şehitlerin, gazilerin isminin anılmasından kim rahatsızlık duyabilir ki? Niye rahatsız duyuyorsun? O teğmenler maziye sahip çıktıklarından dolayı niye zem edilsin?Ben ve Milli Yol Partisi olaya şu şekilde bakıyor; evet, ortada bir disiplin suçu vardır ama başkaldırı yoktur" dedi.

Milli Yol Patisi Genel Başkanı Remzi Çayır, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Özelleştirmeye karşı kendilerini madene kapatan Çayırhan Termik Santrali işçilerine desteğini belirten Çayır şunları söyledi:

"Ankara, Çayırhan bulunan madende bugüne kadar emekleriyle çalışma yapan, devlete güvenip üretim yapan işçilerimiz ne yazık ki zordalar. 500’e aşkın işçi özelleştirme adı altında sahipsiz bırakılmak istenmektedir. Bu konuda duyarlıyız. Artık Türkiye'nin bu anlayıştan kurtulması lazım. Siz nasıl olur da özelleştirdiğiniz şirkete burayı devletlerinize şirket kar eder de siz koca devlet, özel sektör kâr ediyor da siz nasıl orda zarar edersiniz? Aslında devletinde devleti işgal edenlerin de bir iflası niteliğinde. Yani ülke yönetenler dönüp kamuoyuna şunu söylüyorlar, özetle ‘biz beceremiyoruz. 2-3 tane kişi şirket kurmuş onlara devredeceğiz. Onlar orayı işletip kâr edecekler’ işin vahameti burada yatmaktadır. Dolayısıyla orada bulunan emekçileri, alın teriyle çalışan işçileri asla ve asla yalnız bırakmayacağız. En kısa sürede yanlarında fiziki olarak da durup onların bu mücadelesinde yanlarına var olacağız"

"Sayın Erdoğan, kendinden başlarsan temizliğe vallahi Türkiye kurtulur"

Belediyelere "konser harcamaları" nedeniyle açılan soruşturmalara da değinen Çayır şunları kaydetti:

"Muhalif bir takım belediyelerin konserlerini incelemeye alacaksınız. Yapın, doğru. Bugüne kadar kendi belediyeleriniz için, kendiniz için yaptınız mı? Yapmadınız. Bari bundan sonra yapın. Onlara yapıyorsunuz. Kendin için yap önce. Sayın Erdoğan, kendinden başlarsan temizliğe vallahi Türkiye kurtulur, billahi Türkiye kurtulur. Temizliğe saraydan başla, kendinden başla, partinden başla. Sonra bize gel bizden başla, sonra git en muhalif bütün partilerden başla. Bak Türkiye ne oluyor?"

"Asgari ücret en az 35.000 TL olursa millet az da olsa nefes alır"

Asgari ücretin en az 35 bin TL olması gerektiğini savunan Çayır şunları söyledi:

"Asgari ücret söz konusu olduğunda enflasyonu kağıt üzerinde düşür millete daha az para vermek için. Çıkarmışsın yüzde 70’e enflasyonu, çıkarmışsın yüzde 120’ye zamanında. Sonra milletin maaşı ‘10 bin liraydı, 12 bin 500 lira yaptım’ diyor emekliye. Şimdi ne yapacaksınız? Bizim özel kalem bana bir söz söyledi ‘ başkanım’ dedi. 'Türk-İş şu an  bu asgari ücret komisyonunda üye ama Türk-İş  Başkanı bas bas bağırıyor. Benim asgari ücretli işçim yok diyor.' Asgari ücretli işçisi olmayan, asgari ücret komisyonunda üye. Başka kim üye İşverenler Sendikası, başka kim üye hükümet. İşçinin kendisi yok. Asgari ücretin kendisi komisyonunda yok. Bunun belirleyeceği ne olabilir? Türkiye işte böyle bir ülke. Asgari ücret en az 35 bin TL olursa millet, o garip insanlar az da olsa bir nefes alırlar. Çok mutlu olmazlar"

"Ülkeyi bağımsız kılan Mustafa Kemal'in isminin anılmasından kim rahatsızlık duyabilir ki?"

Kara Harp Okulu mezuniyet töreninden sonra silah çatan ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye sloğan atan beş teğmenin Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) ‘ihraç’ talebiyle sevk edilmesini tepki gösteren Çayır şunları söyledi:

"Harp Okulu’nu kapatmışsınız, onu kapatmışsınız, bunu kapatmışsınız, Kuleli Askeri Lisesi’ni kapatmışsınız.15 Temmuz'u bahane ederek 100 yıllık kurumları kapatmışsınız. Dönmüşünüz, Savunma Üniversitesi kurmuşsunuz. Kim kurmuş? Hükümet. Rektörü kim atamış? Hükümet. Müfredatı kim hazırlamış? Hükümet. Oradan teğmenler mezun oluyor. Olurken de bunlara demişler ki ‘siz yine tarikatçısınız, siz falancasınız, siz dincisiniz, siz imanlısınız.' Tamam. Bu ülkenin elbette ki insanlar imanlı olacak. Onlar da tepki olsun diye,  başkaldırı olarak görmediğimiz, sırf tepki olsun diye  tören dışında bir şey yapmışlar. Biz bunu başkaldırı olarak değil bir tepki olarak gördük. En fazla disiplin suçu sayarsın. Atmak neyin nesi? Sen almışsın, sülalesini incelemişsin, kılcal damarlarına girmişin acaba bu kimdir diye. Okula almışsın, aldığını atıyorsun. Bu ülkeyi bağımsız kılan Mustafa Kemal'in veya şehitlerin, gazilerin isminin anılmasından kim rahatsızlık duyabilir ki? Niye rahatsız duyuyorsun? O teğmenler maziye sahip çıktıklarından dolayı niye zem edilsin? Ben ve Milli Yol Partisi olaya şu şekilde bakıyor; evet, ortada ve disiplin suçu vardır ama başkaldırı yoktur."