MHP'den 3 milletvekilinin istifa etmesi...Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: "Yargımıza intikal etmiş bu konuda adli bir soruşturma söz konusu değil"

TAKİP ET

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, MHP'den istifa eden üç milletvekiline ilişkin "MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Bey bu konuda gerekli açıklamayı yaptı. Partilerinin yaptıkları bir inceleme neticesinde böyle bir istifa kararı aldıklarını ifade etti. Dolayısıyla yargımıza intikal etmiş bu konuda adli bir soruşturma söz konusu değil" dedi.

(ANKARA) - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, MHP'den istifa eden üç milletvekiline ilişkin "MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Bey bu konuda gerekli açıklamayı yaptı. Partilerinin yaptıkları bir inceleme neticesinde böyle bir istifa kararı aldıklarını ifade etti. Dolayısıyla yargımıza intikal etmiş bu konuda adli bir soruşturma söz konusu değil" dedi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara Hakimevi’nde Adalet Bakanlığı’na bağlı Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Başkanlığı tarafından düzenlenen “Kadınların Adalete Erişiminin Güçlendirilmesi” başlıklı panele katıldı. Bakan Tunç, paneldeki konuşmasının ardından gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Tunç, eski AKUT Başkanı Nasuh Mahruki’nin tutuklanmasına ilişkin sorular üzerine “Sosyal medya paylaşımları nedeniyle zaman zaman adli soruşturmalar yapılıyor. gerçek hayatta bir fikir ve beyan suç teşkil ediyorsa bu sosyal medyada da paylaşıldığında suç teşkil eder. Bu anlamda bahsettiğiniz soruşturma İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatıldı. Bunu değerlendirecek olanlar yargı mensuplarımız. Paylaşımlara baktığımızda oradaki ifadelerde ölülere bile oy kullandırıldığına, sığınmacı adı altında da milyonlarca cihatçının ülkeye gelerek savaş çıkartma ihtimaline dair sözleri var. Bunlar çok tehlikeli. Seçimlerin ne kadar şeffaf yapıldığını hep birlikte görüyoruz. Biz oy kullandığımız sandıkta, kimlerin oy kullandığını görebiliyoruz. Burada bir sahtekarlık olduğunu ifade etmek bunun da suç teşkil edip etmediğini değerlendirmek yargınındır” dedi.

"Bir bakanımıza fiili saldırıda bulunmak demokrasilerde olan birşey değil"

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile CHP milletvekilleri arasında yaşanan gerilimle ilgili soru üzerine Bakan Tunç, "Bu sözlü ve fiili saldırıları kabul etmek mümkün değil. Bunlar gazi Meclisimizin çatısı altında milli iradenin tecellisi olan TBMM’de gerçekleşmiş olması hepimizi derinden üzüyor. Milletimiz bu tür hareketlerden rahatsız olur ve yeri geldiğinde de cevap verir. Demokrasilerde bu tür fiili saldırılara, şiddete yer yoktur. Herkes varsa söyleyeceği bir şey özgürce söyleyebilir. Ama bu tür engellemelerle bir bakanımıza fiili saldırıda bulunmak demokrasilerde olan bir şey değil. Bir daha tekrarlanmamasını ümit ediyoruz" diye konuştu.

"Partilerinin yaptıkları bir inceleme neticesinde böyle bir istifa kararı aldıklarını ifade etti"

Bakan Tunç, yasa dışı bahis konusu hakkındaki sorulan soruya ise şu yanıtı verdi:

“Ülkemizin önemli bir problemi. İnternetin yaygınlaşmasıyla beraber yasa dışı bahis ve yasa dışı kumara dair yargıya intikal eden pek çok soruşturma söz konusu. Gençlerimizi ve çocuklarımızı korumamız lazım, özellikle internetin zararlı yayınlarından korumamız lazım. Buradaki caydırıcılığı sağlamak lazım. Yargımızın da bu konuda etkin bir mücadelesi söz konusu. Kim yasa dışı bahis ve kumarla ilgili bir suç işlediyse onun sıfatına bakılmaksızın işlediği suçla ilgili yargı gerekli soruşturma ve kovuşturmayı yapar, gerekli cezayı da çekerler.”

Bakan Tunç, MHP’den istifa eden üç milletvekili hakkındaki iddialara ilişkin “MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Bey bu konuda gerekli açıklamayı yaptı. Partilerinin yaptıkları bir inceleme neticesinde böyle bir istifa kararı aldıklarını ifade etti. Dolayısıyla yargımıza intikal etmiş bu konuda adli bir soruşturma söz konusu değil.” dedi.

"Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik ağza alınmayacak sözler bunlar"

CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında yarın Ankara’da görülecek olan dava hakkında bir değerlendirme yapması istenen Bakan Tunç, şunları söyledi:

"Milletvekili olduğu dönemde Cumhurbaşkanımıza yönelik hakaretleri nedeniyle fezlekeler düzenlenmiş ve gönderilmişti. Bu fezlekeler dokunulmazlığı nedeniyle yargılaması mümkün olmamıştı. Milletvekili süresi sona erip dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar tekrar gündeme gelmiş durumda. Özellikle yarın gerçekleşecek olan ifade alma ile ilgili kamuoyunda çok çarpıtmalar var. Kendisi de ‘safları sıklaştırın’ şeklinde bir beyanda bulunarak bu çağrıya katılacağını ifade eden siyasiler oldu. Siyaset karalama değildir. Yapıcı siyaset yaparsanız milletten takdir toplarsınız. Özellikle o soruşturmaların ya da kovuşturmaların hangi sözler nedeniyle açıldığını, o sözleri burada ben tekrar etmek istemiyorum. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik ağza alınmayacak sözler bunlar. Bu sözlerle ilgili olarak yargımızın gerçekleştirmiş olduğu soruşturmaları farklı taraflara çekerek ‘sesimiz kısılmak isteniyor’ şeklinde ifadelerde bulunmak son derece yanlıştır. Özellikle Mersin, Silifke, Erdemli, Edirne, Ankara mitinglerinden dolayı ve o mitinglerinden dolayı yaptıkları 2014’ün mart ayında gerçekleştirmiş olduğu konuşmalarda Sayın Cumhurbaşkanımıza ağza alınmayacak, toplumun kabul etmeyeceği ifadelerden dolayı bir soruşturma açılmıştır. Değişik mahkemelerde açılan dosyalar birleştirilmiş ve Mersin Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava devam ediyor. Tabi Mersin’deki mahkeme talimat yazarak Ankara Asliye Ceza Mahkemesi’nde talimat yoluyla ifadesi alınacak. Bu ifadelerin suç teşkil edip etmediğine yönelik yargımız bir karar verecek.

"Siyasetçilerimiz için bir ibret vesikasıdır"

Dolayısıyla şunu söylemek istiyoruz, demek ki karalamayla, hakaret siyasetiyle bir yere varılamayacağının en güzel örneği CHP eski Genel Başkanı. Yıllarca siyaset yapıp, sadece Sayın Cumhurbaşkanımıza hakaret eden kelimelerle siyaset yapa yapa bugünlere geldi. Hala bakıyoruz bu soruşturmaları, kovuşturmaları bahane ederek yine hakaretlerine devam ediyor. Milletimiz karalama siyasetine ‘hayır’ diyor, yapıcı siyasete ‘evet’ diyor. Dolayısıyla bugün siyaset yapanlar özellikle geçmişte bu kötü örnekleri yine kendilerine örnek olarak alırlar ve aynı siyasete devam ederlerse onların da sonu bu eski genel başkan gibi olur. Dolayısıyla siyasetçilerimiz için bir ibret vesikasıdır. Hakaret ede ede siyasi hayatının sonuna kadar gelmiş ve kendi partisinde tekrar genel başkan bile yapılmamıştır. O nedenle bundan sonra özellikle siyasetçilerimizin konuşmalarını yaparken suç teşkil eden ifadeler değil, karalama değil yapıcı siyaset yaptıklarında kazançlı çıkacaklarını buradan ifade ediyoruz. Tabi soruşturmalar ile ilgili takdir yetkisi elbetteki mahkemelerindir. Şu anda Kılıçdaroğlu ile ilgili dokuz dava ve beş soruşturma var derdest. Bunların içerisindeki konuşmaların hakaret teşkil edip etmediğine ilişkin Cumhurbaşkanımıza yönelik hakaret teşkil edip etmediğine ilişkin bir kısmı da başbakanlık dönemine ilişkin dokunulmazlık nedeniyle bugüne kalan dosyalar. Burada yargıyı rahat bırakalım. O dosyalarda suç unsuru var mı yok mu bunu değerlendirecek olan tarafsız ve bağımsız yargıdır.

"Çekinecek bir şey varsa, işledikleri bir suç varsa o zaman endişe etsinler”

Bir basın mensubunun “CHP’nin Ahmet Özer hakkında sahte delil yerleştirildiğine yönelik iddiaları hakkında ne söylemek istersiniz?” sorusunu da Bakan Tunç şöyle yanıtladı:

"Bu yargıda mümkün olabilir mi? Bunlar tamamen dezenformasyondan ibaret şeyler. Burada yargımızın yürütmüş olduğu adli bir soruşturma var bunun sonucunu beklemek gerekir. Özellikle Ankara Büyükşehir ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin basında geçen konserlerle ilgili bir takım sanatçılara ödenen milyonlarca paralar ile ilgili bir takım soruşturmalar ve incelemeler yapılıyor. Hiç kimse burada endişe etmesin. Kendisinin suçsuz olduğunu söyleyenler elbette yargı huzurunda kendilerini savunurlar. Bu anlamda da çekinecekleri bir şey varsa, işledikleri bir suç varsa o zaman endişe etsinler.”