İsa Mesih Şahin: "2016 Kasım'ında yenidoğan skandalına ilişkin bu dosyayı kimler, nasıl kapatmıştır? Bu sorunun üzerine gidilmelidir"
Gelecek Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, yenidoğan çetesine ilişkin 2016 yılında yapılan soruşturmanın kimler tarafından kapatıldığının bulunması gerektiğini söyledi. Şahin, "Bu kadar bulgu nasıl 'hukuka aykırı değil' denilerek kapatılıyor? Burada ismi geçen doktorların bazıları şu anda görülmekte olan davada sanık sandalyesinde oturuyorlar. 2016 Kasım'ında bu dosyayı kimler, nasıl kapatmıştır? Bu sorunun üzerine gidilmelidir. Bu davanın seyrinin 2016 yılına kadar uzatılması gerekmektedir. Bir diğer sorumuz; bu konu sadece İstanbul'da iki üç hastaneyle sınırlı kalabilir mi? Sadece yenidoğan çocuklarla sınırlı kalabilir mi" dedi.
(TBMM) - Gelecek Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, yenidoğan çetesine ilişkin 2016 yılında yapılan soruşturmanın kimler tarafından kapatıldığının bulunması gerektiğini söyledi. Şahin, "Bu kadar bulgu nasıl 'hukuka aykırı değil' denilerek kapatılıyor? Burada ismi geçen doktorların bazıları şu anda görülmekte olan davada sanık sandalyesinde oturuyorlar. 2016 Kasım'ında bu dosyayı kimler, nasıl kapatmıştır? Bu sorunun üzerine gidilmelidir. Bu davanın seyrinin 2016 yılına kadar uzatılması gerekmektedir. Bir diğer sorumuz; bu konu sadece İstanbul'da iki üç hastaneyle sınırlı kalabilir mi? Sadece yenidoğan çocuklarla sınırlı kalabilir mi" dedi.
Gelecek Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin ve Gelecek Partisi Bursa Milletvekili Kani Torun TBMM'de ortak basın toplantısı düzenleyerek yenidoğan çetesine ilişkin açıklamalarda bulundu. Gelecek Partisi Bursa Milletvekili Kani Torun şunları söyledi:
"Bir hekim ve bir baba olarak bu olayın vahameti bizi dehşete düşürdü. Meslekte 40 yılını tamamlamış bir hekim olarak 'bunları da mı görecektik' noktasına geldik. Tıpta birinci hedef tedavi etmeden önce zarar verecek bir şey yapmamaktır. Bu konu gündeme geldiğinde Mart 2023 tarihinde CİMER'deki bir şikayetle başladığını gündeme getirdi. Oysa işin başlangıç noktası çok daha eskiye 2015'lere varan yolsuzluk çetesi çalışmaları var. 2016 başında 'Bebekler Ölmesin' platformu tarafından bazı kamu hastanelerinde çalışan hekimlerin Şafak Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesi önünde nöbet tutarak, SGK'ya yüksek fatura girişi yapıldığına dair iddiaları var. Platform tarafından bir mail atılıyor bu mail Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu'nun kadın doğum uzmanı olan eşi Sare Hanım'a da geliyor. Oradan da Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığına gönderiliyor. 2-3 Şubat'ta teftişe konu olan suçların işlendiği ifade ediliyor. 15 Şubat'ta sağlık başdenetçisi ilk inceleme raporunu sunuyor, pekçok hastanede denetim yapılması sonucunda hastalara yoğun ve gereksiz tedavi uygulandığını ortaya koyuyor. Bunun üzerine soruşturma izni veriliyor. Soruşturma sonucunda verilen para cezasının bu çeteyle bir alakası yok. Kamuda çalışan doktorların usulsüz olarak özel hastanelerde nöbet tutmasıyla ilgili ceza verilmiş."
"Özel hastanelerin hukuku yok sayacak şekilde davranmasına müsade edilmemeli"
Gelecek Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin ise şunları söyledi:
"Organize suç örgütlerinin artıyor olması kamu düzeninin bozulmakta olduğunun bir işaretidir. Kamu düzeninin çökmesi bir ülkenin sosyal, ekonomik ve siyasal yapısını tehdit eden büyük bir krizdir. Çeteler devlete kafa tutar hale gelmişler. Artık her sektörün ayrı bir çetesi var; organ çetesi, bahis çetesi, şantaj çetesi, uyuşturucu çetesi... Bir insanın başına gelecek en mutlu olaylardan birisi çocuk sahibi olmaktır. Sizi evladınızın canıyla tehdit ediyorlar itiraz dahi edemiyorsunuz. Siz insanlığınızı ne zaman kaybettiniz diye bu insanlara soruyoruz ama bu sorunun asıl muhattabı olan devlete soruyoruz. Vatandaş devletine nasıl güvenecek?
Sare Hanım'a mail gitmesi üzerine dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu araştırılması için talimat veriyor. İnceleme raporuna göre çocuk ölümleriyle ilgili açık bulgular var. 2016 yılında yazılan bu raporda şu ifadeler yer alıyor; yeni doğan bebeklerin tanı ve tedavisinde yenidoğana yapılan güncel ve tıbbi bilgilerle uyumlu olmadığı, bu durumun bebeklere zarar verebileceği ve hastanede yatış sürecini uzatabileceği ve SGK'ya yüksek fatura çıkabileceği'. Bu inceleme raporunun ardından soruşturma talimatı veriliyor. Mayıs 2016'da Türkiye'de bir hikaye yarım kalıyor. O hikayenin yarım kalmasıyla böyle usulsüz işlemlerin üzerine gidilmesi de yarım kalıyor. 2016 Kasım'da bu soruşturma 'hukuka aykırı bir şey bulunamamıştır' denilerek kapatılıyor.
Bu kadar bulgu nasıl 'hukuka aykırı değil' denilerek kapatılıyor? Burada ismi geçen doktorların bazıları şu anda görülmekte olan davada sanık sandalyesinde oturuyorlar. 2016 Kasım'ında bu dosyayı kimler, nasıl kapatmıştır? Bu sorunun üzerine gidilmelidir. Bu davanın seyrinin 2016 yılına kadar uzatılması gerekmektedir. Bir diğer sorumuz; bu konu sadece İstanbul'da iki üç hastaneyle sınırlı kalabilir mi? Sadece yenidoğan çocuklarla sınırlı kalabilir mi? Özel hastanelerin hukuku, mevzuatı yok sayacak şekilde davranmasına müsade edilmemeli."