Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Nazan Aksaray: "Eskişehir İl Sağlık Müdürü hekimleri arayıp 'greve katılmayın' diyor"
Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Nazan Aksaray, Eskişehir İl Sağlık Müdürü Yaşar Bildirici'nin aile hekimlerini arayarak Aile Hekimleri Yönetmeliği'ne karşı 3 gün iş bırakma eylemine katılmamaları için baskı yaptığını belirterek, "İl Sağlık Müdürü'nün makamının gücünü kullanarak hekimlerde böyle baskı kurmasını reddediyoruz, meslektaşlarımıza tehdit olarak kabul ediyoruz" dedi.
(ESKİŞEHİR) - Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Nazan Aksaray, Eskişehir İl Sağlık Müdürü Yaşar Bildirici’nin aile hekimlerini arayarak Aile Hekimleri Yönetmeliği’ne karşı 3 gün iş bırakma eylemine katılmamaları için baskı yaptığını belirterek, "İl Sağlık Müdürü'nün makamının gücünü kullanarak hekimlerde böyle baskı kurmasını reddediyoruz, meslektaşlarımıza tehdit olarak kabul ediyoruz" dedi.
Aile hekimleri, Aile Hekimleri Yönetmeliği’ne karşı 6-7-8 Kasım’da iş bırakma eylemine başladı. Eskişehir İl Sağlık Müdürü Yaşar Bildirici’nin aile hekimlerini arayarak iş bırakma eylemine katılıp katılmayacaklarını sorduğunu ve katılmamaları konusunda uyarılarda bulunduğunu belirten Eskişehir Bilecik Tabip Odası (EBTO) Başkanı Nazan Aksaray, Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü’nün bu tutumunu kınadıklarını ifade etti.
Nazan Aksaray konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"Hala hastalarımızın ve sağlık çalışanlarının sorunlarını ısrarla yok sayan zihniyetlerini devam ettirmekte ısrar edenlerin olduğunu biliyoruz. İlimizde özel olarak, İl Sağlık Müdürü Yaşar Bildirici’nin tutumunu kınadığımızı açıkça ifade ediyoruz. Şehrimizde hastalarımızın, sağlık çalışanlarının ağır sorunları varken, bunları çözmeye çalışması gerekirken, İl Sağlık Müdürü, dünden bu yana tek tek tüm hekimleri arıyor. İş bırakma eylemine katılıp katılmayacağını soruyor, katılma diyor. İl Sağlık Müdürü'nün makamının gücünü kullanarak hekimlerde böyle baskı kurmasını reddediyoruz, meslektaşlarımıza tehdit olarak kabul ediyoruz. Haklı eylemimiz anayasal bir haktır ve bu konuda çalışanın lehine sonuçlanan çok sayıda mahkeme kararı vardır.
“Kurdukları kötü sağlık sisteminde artık sona geldiler”
Aslında hekimleri böyle tek tek arayıp eylemi durdurmaya çalışmasının ardındaki gerçeği İl Sağlık Müdürü’nün kendisi de çok iyi biliyor. Çünkü kurdukları kötü sağlık sisteminde artık sona geldiler. Sistemleri battı ve içinden nasıl çıkacaklarını bilemiyorlar. Her gün yama tedbirler, yönetmeliklerle kötü sistemlerini yürütmeye çalışıyorlar. Bunun için de hekimlere, sağlık çalışanlarına mobbing uyguluyorlar. Ama artık bitti. Hekimler, sağlık çalışanları tükendi, türlü ruhsal ve fiziksel hastalıklarla mücadele ediyorlar. Maalesef intihar ediyorlar. Genç hekimler ise kendilerine değer verilen ülkelere gidiyorlar. Mızrak artık çuvala sığmıyor.
“Hekimleri, sağlık çalışanlarını baskılarınızla yıldıramayacaksınız”
İl Sağlık Müdürü’ne kendisinin de tıp fakültesi mezunu olduğunu ve bizlerin hekim olduğumuzu hatırlatırız. Baskılarınızla buraya kadar getirdiniz. Artık hekimleri, sağlık çalışanlarını baskılarınızla yıldıramayacaksınız. İl Sağlık Müdürü’ne sizlerin aracılığıyla görevlerini hatırlatalım: Hekimler 3-5 dakikada değil, 20 dakikada tıbbi ve insani gereklere, iyi hekimliğe uygun olarak hastalarına bakabilmelidir. Bunu sağlayın. Hekimler vatandaşlarımız hasta olmasın diye koruyucu hekimlik yapmak istiyor. Buna olanak tanıyın. Şehrimizde birçok aile sağlığı merkezi kamuya ait olmayan, kimi garajdan, kimi eski evlerden bozma binalarda hizmet vermeye çalışıyor. Bunu çözün. Aile sağlığı merkezlerine aile planlaması için gerekli kondom, hap vb verilmiyor. Bunu çözün.
“Acil servislerimizin kendileri acillik durumda”
En temel aşılarımız zaman zaman bulunamıyor. Tetanoz aşısını sadece gebe ve bebeklere yapabiliyoruz. Yaralananlara aşı yapamıyoruz. Diğer aşılarımız zaten hep sınırlı sayıda. Bunları çözün. Şiddet kurumlarımızda kol geziyor. Bunu çözün. Acil servislerimizin kendileri acillik durumda, acil servislerimizi hastalarımız ve hekim ve sağlık çalışanları için iyi hizmet verilecek koşullara getirin. Hastalarımızın çaresizlikle acile başvurmak zorunda kalmalarının önüne geçin. Hastalarımız aylarca randevu bulamıyor. Bu sorunu çözün. Tüm hekimler, mutsuz, umutsuz. Bunu görün. Onlarla konuşun, nedenlerini sorun ve sorunlarını çözün.
“Meslektaşımız hakkında dahi işlem başlatmayı düşünmeyin”
Bunlar yaşadığımız sorunların sadece bir kaçı. Siz hekimleri adeta tehdit ederek, bu sorunların dile getirilmeyeceğini, üstünün kapatılacağını sanıyorsanız, büyük yanılgı içindesiniz. O nokta çoktan geçildi. Baskılarınızla yıllarca hekimleri, sağlık çalışanlarını susturmuş olabilirsiniz. Ama artık bitti. Artık her şey çok görünür noktada. Artık hastalarımız da her şeyi görüyor ve biliyor. Son olarak, ellerinizi hekimlerin, sağlık çalışanlarının üzerinden çekin. Unutmuş olduğunuzu düşünüyoruz ve bir kez daha hatırlatıyoruz. Bizler hekimiz! Hatırlatalım size. En az 6 yıl ağır tıp eğitimi görüyoruz, çok ağır, büyük riskleri olan bir meslek icra ediyoruz. Hekimlerin eğitimine, emeğine, gücüne, önem vermek, saygı duymak, hürmet göstermek zorundasınız. Haklı iş bırakma eylemine katılan tek bir meslektaşımız hakkında dahi işlem başlatmayı düşünmeyin. Tekrar hatırlatıyoruz bu anayasal haktır.”