Dışişleri Bakanı Fidan: "Türkiye, barış inşa etme yönündeki tüm çabalara güçlü bir destek veremeye hazırdır"

TAKİP ET

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Medeniyetler İttifakı 10'uncu Küresel Forumu açılış törenindeki hitabında, 'İsrail'in Gazze'de soykırım işlediğini' belirterek, dini nefretten kaynaklanan her türlü şiddet eylemine karşı dayanışma ve eşitlik çağrısı yaptı. Fidan, 'Bu, Sadece Batı'da değil; Filistin de dahil olmak üzere dünyanın geri kalanında da barış ittifakıdır. Kan dökülmesini durdurmak için yeniden söz verelim. Barış inşa etmek için diyaloğa başvuralım. Türkiye, bu yöndeki tüm çabalara güçlü bir destek veremeye hazırdır" dedi.

(CASCAIS/ANKARA) - Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Medeniyetler İttifakı 10’uncu Küresel Forumu açılış töreninde yaptığı konuşmada, İsrail’in Gazze’de soykırım işlediğini belirterek, dini nefretten kaynaklanan her türlü şiddet eylemine karşı dayanışma ve eşitlik çağrısı yaptı. Fidan, “Bu, Sadece Batı’da değil; Filistin de dahil olmak üzere dünyanın geri kalanında da barış ittifakıdır. Kan dökülmesini durdurmak için yeniden söz verelim. Barış inşa etmek için diyaloğa başvuralım. Türkiye, bu yöndeki tüm çabalara güçlü bir destek veremeye hazırdır" dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Medeniyetler İttifakı 10’uncu Küresel Forumu açılış töreninde konuştu. Fidan şunları söyledi:

“Birleşmiş Milletler (BM), Medeniyetler İttifakı 10’uncu Küresel Forumu’na hitap etmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bugün gerçekleştirilecek tartışmaların, barışçıl, adil ve kapsayıcı toplumlar inşa etmeye yönelik küresel çabalarımıza katkı sağlayacağına inanıyorum. Geçtiğimiz 20 yıl boyunca, forumlarımızı dünyanın farklı yerlerinde düzenledik. Bu, çeşitlilik içinde birliğe olan bağlılığımızın bir göstergesiydi. Her bir şehir ve her bir forum, bizim savunduğumuz anlayışı temsil ediyordu. Zenginliklerimiz ve gücümüz, farklılıklarımıza duyduğumuz saygıda yatmaktadır. Bugün Portekiz’deyiz. Acil sorunlarımızı ve bunları ele almanın en iyi yollarını tartışmak üzere bir araya geldik.

Türkiye ve İspanya, Medeniyetler İttifakı’nı uluslararası toplumun artan kutuplaşma, hoşgörüsüzlük ve ayrımcılık nedeniyle zorlandığı bir dönemde başlattı. O dönemin İspanya Başbakanı Sayın Zapatero, o dönemki Başbakan Erdoğan Medeniyetler İttifakı’nı başlatan isimler oldu. İttifakın eş sponsorları olarak, her zaman bizi ayıran şeylerden çok daha fazla ortak yönümüz olduğuna inandık. Barış, hoşgörü ve insan onuru değerlerini desteklemek için birlikte çalışabileceğimizi güçlü bir şekilde savunduk. Dünyanın her türlü şiddet içeren aşırılığa karşı birleşebileceğinden hiç şüphemiz yoktu. Amacımız, bölücü ve yıkıcı hareketlere karşı toplu bir yanıt ortaya koymaktı. İttifakın çalışmalarına geniş çaplı ve çeşitli katılım, İttifakın öneminin kanıtıdır.”

“Aşırıcılık, yabancı düşmanlığı, ırkçılık yükselişte”

Kuruluşundan 20 yıl sonra Medeniyetler İttifakı’na her zamankinde daha çok ihtiyaç duyulduğunu belirten Fidan, küresel düzenin parçalandığını ve nefretin kasıtlı olarak körüklendiğini vurguladı. Bakan Fidan, şöyle konuştu:

“Aşırıcılık, yabancı düşmanlığı, ırkçılık yükselişte. İsrail’in Filistinlilere yönelik soykırımı, sorunları daha da kötüleştiriyor, toplumlar arasında ve toplumlar içinde nefretin giderek artmasına yol açıyor. Farklı ülkelerdeki toplumların protestolarına ve çığlıklarına tanık oluyoruz. Medeniyetler çatışmasına gerçek anlamda, hiç bu kadar yakın olmamıştık. Bu, insanlık için bir uyarıdır. Ne kadar sessiz kalırsak, uluslararası sistemde o kadar çok parçalanma meydana gelecektir.

Bugün şahit olduklarımız, 2006 yılında, yüksek düzeyli grubumuzun raporunda altını çizdiğimiz hususların tam olarak ortaya koymaktadır. Artık Orta Doğu’daki sorunları çözmeden küresel anlamda kalıcı bir barışa ulaşmamız mümkün olmayacaktır. Gazze’deki masum çocuklar da dahil olmak üzere on binlerce insan öldürüldüğü sürece ve milyonlarca insan açlığa, yoksulluğa ve ölüme terk edilmiş durumda olduğu sürece ufukta barış görünmüyor. Medeniyetler İttifakı’nı ve onun temel değerlerini destekleyen ülkeler, Gazze’de yaşayan insani felakete sessiz kalamazlar. Bu nedenle, Filistin’de barış isteyen ülkelerin, bugün bu salonda bulunması tesadüf değildir. Ateşkes kelimesini telaffuz etmekten dahi aciz olanlar ise yoklar. Uluslararası hukuka ve evrensel değerlere saygı duymadan bizlere ders verenler, bugün bu salonda değiller çünkü bu bir barış ittifakıdır. Sadece Batı’da değil; Filistin de dahil olmak üzere dünyanın geri kalanında da barış ittifakıdır.”

“Ayrımcılığın doğrudan ve dolaylı tüm biçimlerine karşı gerekli tüm tedbirleri almalıyız”

Dini nefretten kaynaklanan her türlü şiddet eylemine verilecek cevabın dayanışma, eşitlik ve eşit haysiyete saygı olduğunu belirten Fidan, “Ayrımcılığın doğrudan ve dolaylı tüm biçimlerine dinleri veya inançları temelinde ibadet yerlerine kişilere yönelik yapılan saldırılarla mücadele etmek için gerekli tüm tedbirleri almalıyız” dedi. Fidan, şunları söyledi:

“Hepimiz, ayrımcı, dışlayıcı ve hoşgörüsüz politikalara karşı direnç geliştirmeli, başkalarının dini ve kültürel uygulamalarına saygı duymalıyız. İslamafobi, antisemitizm, din veya inanca dayalı her türlü ayrımcılık da dahil olmak üzere ayrımcılığın hiçbir türü kabul edilemez ve kınanmalıdır. Her birimizin, teakkuzda olmak zorunluluğu vardır bireysel olarak, tanık olduğumuz her türlü adaletsizliği dile getirmek ve dini inanca dayalı hoşgörüsüzlük, kışkırtma ve tacizi kınama zorunluluğumuz vardır.

“Adalet ve birlikte var oluş için mücadele etmek hepimizin görevi”

İttifak, birçok ülkenin aynı vizyonu paylaştığını, mevcut uluslararası sistemi daha iyi bir sisteme dönüştürmeye hazır olduğunu göstermek için çok önemli bir platformdur. İttifakın potansiyelini hayata geçirmek için eylem planımızı uygulamamız gerekiyor. Çalışma grupları ve bölgesel forumlar oluşturarak, sorunların temel nedenlerine odaklanabiliriz. Bunun için yapısal mekanizmaların yanı sıra mali kapasitenin de arttırılması gerekmektedir. İttifakın görünürlüğünü de arttırmalıyız. İttifakı, dini ve inanç temelli kuruluşların ağlarını köprü görevi görecek bir yumuşak güç aracına dönüştürmemiz gerekiyor. Tüm bu somut adımları önümüzdeki toplantılarda ele alacağız.

Adalet ve birlikte var oluş için mücadele etmek hepimizin görevi. Bu Forumu, çağrımızı yenilemek için bir fırsat olarak değerlendirelim. Çağrımız, yanlış algıların, nefretin, şiddetin ve çatışmanın kısır döngüsüne son verme çağrısıdır. Kan dökülmesini durdurmak için yeniden söz verelim. Barış inşa etmek için diyaloğa başvuralım. Türkiye, bu yöndeki tüm çabalara güçlü bir destek veremeye hazırdır.”