Dil Devrimi'nin 92'nci yılı kutlandı... Çankaya Belediye Başkanı Güner: "CHP'li belediyeler, daha da güçlü bir şekilde Dil Devrimi'ne sahip çıkacak"

TAKİP ET

Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Dil Devrimi'nin 92'nci yılı nedeniyle düzenlenen törende, "Bu millet en dipteki okuma yazma seviyesinden, bugün eğer en yükseklere çıkmışsa ve tarihini anlatabilmişse Dil Devrimi'ne çok şey borçluyuz. Cumhuriyet devrimini gerçekleştiren kadrolara, 12 Eylül karanlığından sonra Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumu'nu aslında gerçek anlamıyla yaşatan Dil Derneği'ne çok şey borçluyuz." dedi.

(ANKARA) - Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Dil Devrimi'nin 92'nci yılı nedeniyle düzenlenen törende, "Bu millet en dipteki okuma yazma seviyesinden, bugün eğer en yükseklere çıkmışsa ve tarihini anlatabilmişse Dil Devrimi’ne çok şey borçluyuz. Cumhuriyet devrimini gerçekleştiren kadrolara, 12 Eylül karanlığından sonra Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumu'nu aslında gerçek anlamıyla yaşatan Dil Derneği'ne çok şey borçluyuz. Biz de Çankaya Belediyesi olarak Dil Derneği'nin yanında olmaya devam edeceğiz. Bugün sayısı 410'u geçmiş olan CHP'li belediyeler bundan sonra daha da güçlü bir şekilde hem Dil Devrimi’ne hem de Dil Derneği'ne sahip çıkacak ve dilimizi sonsuza kadar yaşatacak." dedi.

 Dil Devrimi'nin 92'nci yılı Ankara'da kutlandı. Bu kapsamda, Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi iş birliğinde Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde tören düzenlendi. Törene, Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol ve konuklar katıldı. 

Törende onur ödülleri; Gülay Nurlu, Atilla Çağdaş Değer, Şule Aydın ve Metin Turan'a verildi. Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Ödülü, "Çığlıkta Arşe" kitabının yazarı Gönül Demircioğlu'na verildi.

Açılış konuşmasını yapan Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, "Bugünlerde harf devrimini delmek için Türk Cumhuriyetlerinden birini örgütlediler. 34 harf yapmaya çalışıyorlar. Bilgisayarlı bir dünyada farklı şekillerde harflerle iletişim kurmaya çalışıyorlar. Buna Atatürk'ün kurduğu, Türk Dil Kurumu'nun yerine oturan Kenan Evren'in kurumu öncülük ediyor. Yazıklar olsun. Biz harf devrimiyle Fuzuli'ye de sahip çıktık, Pir Sultan Abdal'a da daha çok sevdik. Şu günlerde Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet ve tarikatlar toplamı olan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli tamlamasını duyuyoruz. Harf devrimi olmasa o uyduruk modeli bile yazamazlar. Atatürk'ü koymadan yazıyorlar ama Cumhuriyet'in dil devrimiyle yazıyorlar. Demek ki harf devrimi her şeye karşı yürüyor" diye konuştu. 

Hüseyin Can Güner: Dil devrimine çok şey borçluyuz

Cumhuriyet döneminde kazanılan devrimleri korumaya devam edeceklerini vurgulayan Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, konuşmasında şunları kaydetti:

"Cumhuriyet tarihimiz aynı zamanda devrimlerin de tarihi. Medeni Kanun’un, seçme ve seçilme hakkının, şapka devriminin, ölçü birimlerinin ve soyadı kanunu başta olmak üzere kurtuluştan sonra aynı zamanda yeni, modern ve çağdaş bir devletin de kuruluşunun tarihi. Şüphesiz ki bu devrimlerin en önemlisi de Dil Devrimi. 1 Kasım 1928'de harf devrimi ile başlayan, ardından da Türk Dil Kurumu'nun kuruluşuyla ve devamında bugün 92'nci yılını kutladığımız 1'inci Türk Dil Kurultayı ile devam eden ve aslında devamında da sürüp giden Dil Devrimi’nin 92'nci yılındayız. Bu büyük devrimi gerçekleştiren büyük devrimci Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve arkadaşlarına büyük bir minnet ve şükran duyuyoruz.

Dil Devrimi neden önemlidir? Çünkü herşeyden önce okuduğunu anlamak, anladığını kavrayabilmek ve anlatabilmek her şeyin başında gelmektedir. Bu millet en dipteki okuma yazma seviyesinden, bugün eğer en yükseklere çıkmışsa ve tarihini anlatabilmişse Dil Devrimi’ne çok şey borçluyuz. Bu devrimi gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk'e ve yine 'İsmet Paşa geliyor' dediklerinde eski harflerle yazılmış olan notlarını Atatürk'e bile kaldırtacak kadar disiplinle bağlı olan İsmet İnönü'ye, Cumhuriyet devrimini gerçekleştiren kadrolara, 12 Eylül karanlığından sonra Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumu'nu aslında gerçek anlamıyla yaşatan Dil Derneği'ne çok şey borçluyuz. Biz de Çankaya Belediyesi olarak Dil Derneği ile iş birliği içinde Dil Derneği'nin yanında olmaya devam edeceğiz. 31 Mart'tan sonra tüm Türkiye'de kırmızıya boyanan ve bugün sayısı 410'u geçmiş olan CHP'li belediyeler bundan sonra daha da güçlü bir şekilde hem Dil Devrimi’ne hem de Dil Derneği'ne sahip çıkacak ve dilimizi sonsuza kadar yaşatacak." 

Murat Emir: CHP bu mücadelenin ana gemisidir

Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu üzerinden iktidara yönelik çeşitli eleştirilerde bulunan CHP Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Murat Emir de şunları söyledi:

"CHP olarak çok önemsediğimiz Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu 12 Eylül'den sonra Bakanlığa bağlandı ve özerkliği kaldırıldı. Mali özerkliği kaldırıldı ve Atatürk'ün mirası çiğnendi. Biz bütçe görüşmelerinde her defasında Bakanlığa soruyoruz. Özellikle bu iki kurum için Atatürk'ün mirasından kalan paraların başka yerlere harcandığını da görüyoruz. Paraları Türk Dil Kurumu için harcamıyorlar. Başka alanlarda bütçenin bilmem hangi deliğini kapatmak için Atatürk'ün mirasını kullanıyorlar. Biz bunları tek tek takip ediyoruz ve not ediyoruz. Tekrardan Türk Dil Kurumu'nu olması gerektiği gibi, anayasal statüde güçlü bir şekilde kurmak üzere mücadele ediyoruz. Atatürk'ün yaptığı bütün devrimleri geriye götürenlere karşı, tarihi Kadir Mısırlıoğlu gibi mehzuplardan öğrenenlere karşı, biz dilimizi de tarihimizi de daha çok zenginleştireceğimiz ve dünya tarihine katkıda bulunacağımız bir Türkiye'yi tekrar kurmak istiyoruz. Hep birlikte mücadele edeceğiz. Bu mücadelenin bayraktarı en büyük örgütlü kurumu CHP'dir. CHP bu mücadelenin ana gemisidir. Herkesin buna katkı vermesi gerekir."

"Birliğimizi ve beraberliğimizi asla bozamazlar"

Emir, bazı televizyon kanalları ve sosyal medya üzerinden CHP'ye yönelik sürdürülen tartışmalara da değinerek, "Eleştiri bir haktır ancak yapıcı olarak yapılması gerekir. Dikkat çekmek için, daha çok etkileşim alabilmek için veya 'acaba bu kanal nasıl daha çok izlenir' diye kamuoyu oluşturulursa bu ortak mücadeleye katkı vermez. Elbette tartışmalar olacaktır ama operasyon televizyonları olduğunu görüyoruz. Her gün CHP'nin masaya yatırılıp, ince ince ameliyat edildiği, her bir ayrıntının ayrıntılı bir şekilde tartışıldığı, dedikodulara mahkum edildiği, 'biraz önce birisiyle konuştum' denilerek manşetler atıldığı bir süreci yaşıyoruz. Birliğimizi ve beraberliğimizi asla bozamazlar."