DEM Parti ve DBP'den Van'da 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü açıklaması

TAKİP ET

DEM Parti ve DBP, Van'da 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla açıklama yaptı. Açıklamada, "21'inci yüzyılda egemenlerin yeni bölüşüm savaşlarından da en çok etkilenen yine çocuklar olmaktadır. İsrail'in bir soykırım uyguladığı Gazze'de son bir yıl içerisinde 17 binden fazla çocuk; Ukrayna'da en az 600 çocuk yaşamını yitirirken; Rojava'da ve Güney Kürdistan'da ise SİHA bombardımanlarıyla her gün çocuklar katledilmektedir" denildi.

Haber: İshak Kara

(VAN) - DEM Parti ve DBP, Van'da 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla açıklama yaptı. Açıklamada, "21'inci yüzyılda egemenlerin yeni bölüşüm savaşlarından da en çok etkilenen yine çocuklar olmaktadır. İsrail'in bir soykırım uyguladığı Gazze'de son bir yıl içerisinde 17 binden fazla çocuk; Ukrayna'da en az 600 çocuk yaşamını yitirirken; Rojava'da ve Güney Kürdistan'da ise SİHA bombardımanlarıyla her gün çocuklar katledilmektedir" denildi.

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla DEM Parti ve DBP Van İl örgütleri, Van Barosu önünde basın açıklaması yaptı. "Çocuklarla birlikte değiştireceğiz", ve  "Çocuk barış özgürlük" pankartının açıldığı açıklamaya, bölgenin il ve ilçe eş başkanları, milletvekilleri, belediye eş başkanları, Barış Anneleri ile çok sayıda yurttaş katıldı. DEM Parti Van İl Yöneticisi İlhan Günay, şunları söyledi: 

"Türkiye nüfusunun 4'te 1'ini oluşturan çocuklar bugün ekonomik, siyasal ve sosyal ayakları olan çoklu krizi en derinden hisseden, yaşayan toplumsal grupların başında gelmektedir. Temel besinlere dahi erişemeyen çocuklar bugün derin yoksullukla ve yoksunlukla; evlilik adı altında çoklu istismarla; MESEM’ler, mevsimlik tarım ve daha türlü yöntemlerin sonucunda içleştirilmeyle ve iş cinayetleriyle; evde, okulda, sokakta istismarla, şiddetle; anadilinde eğitim alamamak neticesinde 100 yıldır asimilasyonla; anneleriyle beraber hapsedilmeyle; savaşların ve çatışmaların neticesinde zorla yerinden edilmeyle, çatışma ortamlarında hayatını kaybetmeyle, mürtecileştirilmeyle; özel savaş politikalarının sonucunda madde bağımlılığıyla karşı karşıya bırakılmaktadır.

100 yıldır ulus devletin 'ideolojik taşıyıcıları' kılınmak istenen çocuklar eğitim vasıtasıyla şekillendirilebilecek birer nesne olarak görülmekte, çocukların kendi yaşamlarının aktif birer öznesi olma halleri yok sayılmaktadır. Savaş politikalarının bizzat hedefinde olan çocuklar, Kürdistan’da zırhlı araç çarpmalarıyla, yaşam alanlarına gelişigüzel bırakılmış olan savaş mühimmatlarının patlamasıyla yaşamlarını yitirmektedir. Faillerin çocuk düşmanı iktidar tarafından 'cezasızlık zırhıyla' korunması ise çocukların hiçbir yerde 'güvende' olmamaları sonucunu doğurmakta ve çocuklara karşı suçlara her geçen gün bir yenisinin eklenmesine sebep olmaktadır.

'Bebeklerin dahi kar hırsıyla katledilmesi, cezasızlık politikalarının bir sonucu olarak yaşanmaktadır'

21'inci yüzyılda egemenlerin yeni bölüşüm savaşlarından da en çok etkilenen yine çocuklar olmaktadır. İsrail'in bir soykırım uyguladığı Gazze'de son bir yıl içerisinde 17 binden fazla çocuk; Ukrayna'da en az 600 çocuk yaşamını yitirirken; Rojava'da ve Güney Kürdistan'da ise SİHA bombardımanlarıyla her gün çocuklar katledilmektedir. Bebeklerin dahi kar hırsıyla katledilmesi, Narin Güran cinayeti ve yoksulluk içindeki beş çocuğun acı biçimde yaşamını yitirmesi vakalarında yaşandığı gibi ülkemizde çocuklara karşı yaşanan suçlar savaş ve nefret politikalarının, çocuk düşmanlığının, aileyi kutsallaştıran aile söylemlerinin, erkek egemenliğinin, eril şiddetin ve cezasızlık politikalarının bir sonucu olarak yaşanmaktadır. Çocuklar, saydığımız ve sayamadığımız çok boyutlu sorunlarla yüz yüzeyken devlet bu sorunların çözümüne dair bütünlüklü politikalar üretmekten ziyade göstermelik, sorunu görmezden gelen bir noktada konumlanmakta ve çocukların iradesini, öznelliğini, haklarını, taleplerini ve seslerini yok etmeye çalışmaktadır. Çocukların yalnızca belirsiz bir yarının değil bugünün özneleri olduğu unutulmamalıdır!

'Çocukların maruz kaldığı tüm sorunların çözümüne dönük mücadelemiz durmayacak'

Çocukların çoklu kriz ortamından kurtulmasının yegane yolu, çocuklar için çocuklarla beraber eşit, özgür, adil bir ülke ve dünyanın inşası amacıyla mücadele etmekten geçmektedir. İki yüzlü kutlama mesajlarıyla çocuk haklarının içini boşaltan egemenler karşısında çocukların maruz kaldığı tüm sorunların çözümüne dönük mücadelemiz bir an olsun duraklamayacaktır. 20 yıl önce 21 Kasım’da 13 kurşunla katledilen Uğur Kaymaz’ı; günlerce bedeni bulunmayan, çocuk düşmanı politikaların, bu politikaları yerelde hayata geçiren işbirlikçi çetelerin ve kutsal aile söylemlerinin suç ortaklığında katledilen Narin Güran’ı; İzmir’de sistemin yoksullaştırmasının sonucunda yaşamını yitiren 5 kardeşi, geçtiğimiz ay katledilen 8 yaşındaki Şirin’i ve kimliklerinden, sınıflarından, direnişlerinden, sadece varlıklarından dolayı kaybedilen ve katledilen tüm çocukları, çocuk yaşta kalanları bir kez daha saygıyla, özlemle anıyor; çocuklarla birlikte üçüncü yol şiarıyla, iktidarların çocuk düşmanı politikalarına karşı ‘yaşasın çocuk hakları’ diyoruz."