CHP'nin "Emeğin Türkiye'si Çalıştayı" sonuç bildirgesi: "Toplumun yeniden inşası sermaye eğilimlerine değil, sendikal ve toplumsal örgütlenmeyle imkanlıdır"

TAKİP ET

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, 'Emeğin Türkiye'si Buluşmaları, Güvenceli Çalışma ve İnsan Onuruna Yaraşır Ücret Çalıştayı'nın sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, 'Sermaye eğilimlerine göre toplumu inşa etmek mümkün değildir, yeniden inşa sosyal politikalarla, sendikal ve toplumsal örgütlenmeyle imkanlıdır' denildi.

Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: UMUT EMRE GÖKBULUT

(İSTANBUL)- CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, “Emeğin Türkiye’si Buluşmaları, Güvenceli Çalışma ve İnsan Onuruna Yaraşır Ücret Çalıştayı”nın sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, “Sermaye eğilimlerine göre toplumu inşa etmek mümkün değildir, yeniden inşa sosyal politikalarla, sendikal ve toplumsal örgütlenmeyle imkanlıdır” denildi.

CHP Emek Büroları, İstanbul Planlama Ajansı’nın Florya’daki yerleşkesinde bugün “Emeğin Türkiye’si Buluşmaları, Güvenceli Çalışma ve İnsan Onuruna Yaraşır Ücret Çalıştayı” düzenledi. Çalıştaya CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Turan Taşkın Özer, Genel Başkan Yardımcıları Gamze Taşcıer, Suat Özçağdaş ve Yalçın Karatepe, Gençlik Kolları Genel Başkanı Gençosman Killik, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Hatice Selli Dursun, Bakırköy Belediye Başkanı Ayşegül Ovalıoğlu ve İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökce ile çok sayıda sendika temsilcisi katıldı.

Çalıştayın sonuç bildirgesi, Gamze Taşcıer tarafından açıklandı. "Türkiye’de neoliberalizmle birlikte sermaye etkinliğinin toplumsal süreçlerin tümüne hâkim kılınmasını temel alan stratejiler, emekçiler için güvencesiz, geleceksiz ve belirsiz çalışma ve yaşam koşullarını yaratmıştır” diyen Taşcıer'in açıkladığı sonuç bildirgesinde şu ifadeler yer aldı:

“Bugün ekonomik kriz, enflasyon ve hayat pahalılığıyla giderek derinleşen ve yıkıcılaşan bu koşulların ortadan kaldırılması köklü dönüşümler gerektirmektedir. Bu dönüşümlerin gerçekleşmesi ancak emeğin, toplumun kurucu unsuru olarak siyasetin merkezine yerleşmesiyle, emekçilerin güvenceli çalışma ve insan onuruna yaraşır ücrete kavuşmasıyla mümkündür. Çalıştayda katılımcılar, güvencesizliğe ve yarattığı sorunlara karşı emeği koruyacak, güvenceli çalışma ve insan onuruna yaraşır ücret hedefine ulaşmayı mümkün kılacak bir tutumun savunulmasında ortaklaşmışlardır. Bu kapsamda aşağıdaki konularda ve politika önerilerinde fikir birliğine varılmıştır. Herkese eğitim durumuna ve vasfına uygun, geçinebileceği bir ücretle, güvenceli iş olanağı sağlamak kamunun temel bir sorumluğu olmalıdır. Kamu güvenceli, sigortalı, örgütlü, insana yaraşır ücretlerle istihdam sağlamalıdır. Herkesin çalışması için herkesin daha az çalışması ilkesi doğrultusunda haftalık çalışma süresi gelir kaybı olmaksızın 40 saatin altına düşürülmelidir. Kamu istihdamı artırılmalı, kadrolu ve güvenceli istihdam artışı sağlanmalıdır. Kamuda taşeron sistemine tamamen son verilmelidir. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır. Bu girişimler ‘Kamu İstihdam Politikası’ başlığı altında yapılandırılmalıdır.

“Asgari ücret toplumsal bir haktır”

İş başında eğitim adı altında çırak, stajyer, kursiyerlerin ve bursiyerlerin ucuz iş gücü deposu olarak kullanılması uygulamasına son verilmelidir. İstihdam artışı politikaları güvenceli istihdamı hedeflemelidir. Yeni nesil çalışma biçimleri adı altında güvencesiz çalışmanın yaygınlaştırılması önlenmelidir. Özellikle kadınların ve gençlerin güvenceli çalışma biçimleriyle istihdama katılmaları sağlanmalıdır. Asgari ücret keyfilikle belirlenen bir pazarlık konusu değil, anayasa ve yasayla düzenlenmiş toplumsal bir haktır. Belirlenirken bir işçisinin insanca yaşamasını sağlayacak ücrete kavuşması esas alınmalı ve refah payı asgari ücrete dahil edilmelidir. Asgari ücretin ortalama ücret hâline gelmesinin önüne geçilmelidir. Bu, toplu sözleşme ve sendikalaşmanın yaygınlaşması, teşmil mekanizmasının işletilmesi yoluyla olacaktır. Kıdem tazminatına tüm çalışanların erişimi sağlanmalı, bu erişim önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Sosyal politikanın kapsamını sosyal yardım ve sosyal hizmete daraltan anlayış reddedilmelidir. Sosyal politikalar, toplumsal eşitsizliğin giderilmesinde yurttaşların sosyal hakları olarak tanımlanmalıdır.

“Bütçede sosyal harcamalar artırılmalıdır”

Bütçede sosyal harcamalar artırılmalıdır. Vergide adalet sağlanmalı, doğrudan vergiler artırılmalıdır. Nitelikli çocuk, yaşlı ve engelli bakım hizmetleri sağlanması konusunda kamusal yatırımlar planlanmalıdır. Yurttaşlık kendini güvende hissetme hâlidir. Çalışma hakkı, eğitim hakkı, sağlık hakkı, barınma hakkı, sosyal güvenlik hakkı bu güvenin tesis edileceği temel sosyal politikalardır. Sosyal güvenlik hakkının kapsamı herkesi güvence altına alacak şekilde genişletilmelidir. Sosyal güvenlik sisteminin siyasi müdahalelere açık hâle gelmemesi için sosyal güvenlik kurumu özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır. Sosyal harcamalardaki artışlar ve devletin doğrudan yatırımları aracılığıyla çalışma yaşamı ve toplumsal yaşam köklü bir şekilde dönüştürülmelidir. İşsizlik Sigortası Fonu’nun amaç dışı kullanımına son verilmelidir. İşsizlik Sigortası Fonu işsizler için kullanılmalı, yararlanmada herhangi bir koşul aranmamalıdır. Sermayeye teşvik uygulamalarına son verilmelidir. İşsizlik sigortasını kazanma koşulları iyileştirilmeli ve ödenek miktarı artırılmalıdır. İşçi ve dolayısıyla iş sözleşmesi tanımında esas bağımlılık unsuru yeni çalışma ilişkileri de dikkate alınarak bu çalışma ilişkilerinin kapsayacak şekilde yeniden tanımlanmalıdır.

“Davalarda arabuluculuk kaldırılmalıdır”

Dava şartı olarak arabuluculuk mekanizması kaldırılmalıdır. Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Toplu sözleşme ve grev haklarının çeşitli biçimlerde gasp edilmesi engellenmelidir. Özgür ve bağımsız toplu sözleşme hakkı tüm işçilere tanınmalıdır. Grev hakkını güvence altına alacak düzenlemeler yapılmalıdır. Bu güvenceler kamu çalışanları için de hayata geçirilmelidir. Ekonomik ve sosyal konseyin işletilmesi ve kararlarının katılımcı biçimde alınması sağlanmalıdır. Toplumdaki farklı çalışma biçimlerini kapsayacak yeni örgütlenme biçimleri desteklenmelidir. Güvenli bir gelecek dayanışma duygusu üzerinde yükselir. Dayanışma duygusunu yükseltmek için belediye, kooperatif, sendika temelli dayanışma yapıları inşa edilmelidir. Sermaye eğilimlerine göre toplumu inşa etmek mümkün değildir, yeniden inşa sosyal politikalarla, sendikal ve toplumsal örgütlenmeyle imkanlıdır. Sonuç olarak emeğin sesini siyasetin gündemi yapmak için sorumluluk alıyoruz. Güvenceli Çalışma ve İnsan Onuruna Yaraşır Bir Ücret Çalıştayı’nda ortaklaşılan tespit ve taleplerin savunucusu olacağız. Emekten yana adil bir ülkeyi hep birlikte kuracağız.”