CHP'li Bingöl'den iktidara Çayırhan tepkisi: "Hangi fiyata satarsanız satın, o fiyat kamu zararının önüne geçemez"
TBMM Genel Kurulu'nda, CHP'nin Çayırhan Termik Santrali ve maden sahasının özelleştirilme sürecinde kamu zararı ve çalışan işçilerin hak kayıplarının araştırılmasına ilişkin grup önerisi reddedildi. CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, "Bu tesis, Özelleştirme İdaresi'nin raporunda var. Yapısal olarak en nitelikli maden ocağı. Sadece 2022-2023 arasında yüzde 6.3 oranında üretim artışı var. Yenileşme çalışması yapacaksınız, üretim kapasitesi çok yüksek ama burayı satacaksınız. Hangi fiyata satarsanız satın hiçbir şekilde o fiyat kamu zararının önüne geçemez. 80 yıllık Cumhuriyet birikimlerini peşkeş çektikleriniz gibi bunu da peşkeş çekmenin gayreti içerisindesiniz" dedi.
(TBMM) - TBMM Genel Kurulu’nda, CHP'nin Çayırhan Termik Santrali ve maden sahasının özelleştirilme sürecinde kamu zararı ve çalışan işçilerin hak kayıplarının araştırılmasına ilişkin grup önerisi reddedildi. CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, "Bu tesis, Özelleştirme İdaresi’nin raporunda var. Yapısal olarak en nitelikli maden ocağı. Sadece 2022-2023 arasında yüzde 6.3 oranında üretim artışı var. Yenileşme çalışması yapacaksınız, üretim kapasitesi çok yüksek ama burayı satacaksınız. Hangi fiyata satarsanız satın hiçbir şekilde o fiyat kamu zararının önüne geçemez. 80 yıllık Cumhuriyet birikimlerini peşkeş çektikleriniz gibi bunu da peşkeş çekmenin gayreti içerisindesiniz" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda, CHP'nin Çayırhan Termik Santrali ve maden sahasının özelleştirilme sürecinde kamu zararı ve çalışan işçilerin hak kayıplarının araştırılmasına ilişkin grup önerisi AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Önergenin gerekçesini açıklayan CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, şunları söyledi:
"Türkiye’de toplumsal muhalefet her geçen gün büyüyerek devam ediyor. Antalya’da kiracılar isyan halinde, Uzungöl’de HES’e karşı direnenler, atanmayan öğretmenlerin eylemleri ve bir dizi toplumsal muhalefet büyüyerek Türkiye’nin gündemine oturuyor. Aslında bunun işaret fişeği 31 Mart seçimleriydi.
Hemen yakınımızda, Çayırhan’da bir onurlu direniş var. 8 gündür maden emekçileri kendilerini yüzlerce metre yerin altında adeta ölüme terk ettiler. Çok temel haklı gerekçeleri vardı. Bu gerekçelerin başında büyük bir alın teriyle çocuklarına ekmek götürmenin kavgasını veren işçilerin işlerini kaybetmeme kaygısıydı ama onun yanında bir de kamu yararına olan bir tesisin yandaşlara peşkeş çekilmesine karşı bir dik duruş vardı. Burası, bundan önce yapılan özelleştirmeler gibi yandaşlara peşkeş çekilmenin gayreti içerisinde 4 Aralık’ta ihaleye çıkıyor. Bu işçiler günlerdir sendikalarıyla birlikte dertlerini anlatmaya çalıştılar ama iktidar 3 maymunu oynadı; ne duydu ne gördü ne konuştu ve bugünlere gelindi. Bu tesis, sıradan bir tesis değil, 2000 ile 2020 arasında özelleştirilmişti 2020’de özelleştirilme süreci tamamlanınca süratle 2021’de yeniden özelleştirilme kapsamına alındı. Bununla kalınmadı, yine o tarihte bu tesisin yenilenmesi için 100 milyona yakın bir masraf yapıldı. Özelleştirme kararı alınıyor ama bütçeden de 100 milyon lira harcama yapılıyor. Yandaşa peşkeş çekilecek ya, tertemiz bir tesisi yandaşa ihale etmenin gayreti içerisindeler.
"Cumhuriyet birikimlerini peşkeş çektikleriniz gibi bunu da peşkeş çekmenin gayreti içerisindesiniz"
Bu tesis, Özelleştirme İdaresi’nin raporunda var. Yapısal olarak en nitelikli maden ocağı. Bu tesis, her yıl artarak üretimini artıran bir tesis. Sadece 2022-2023 arasında yüzde 6.3 oranında üretim artışı var. Ama bir şey daha var, burada 482 milyon ton rezerv var. İşte birilerinin göz diktiği, iştahını kabartan olay da bu. Siz, yenileşme çalışması yapacaksınız, yapısal olarak en iyi tesis, üretim kapasitesi çok yüksek ama burayı satacaksınız. Hangi fiyata satarsanız satın hiçbir şekilde o fiyat kamu zararının önüne geçemez. Bu tesis, Türkiye’de ilk defa mekanize sistemle üretim yapan tesis. Burası bir okul, burada mühendisler, teknik elemanlar yetişerek Türkiye’nin diğer bölgelerindeki mekanize tesis üretimine geçenlere okul görevi gördü. Niçin satıyorsunuz? 80 yıllık Cumhuriyet birikimlerini peşkeş çektikleriniz gibi bunu da peşkeş çekmenin gayreti içerisindesiniz. 64 milyon dolarlık bir gelir elde ettiniz, nereye gitti bu para? Sattınız, savdınız yine de gözünüz doymadı.”
"Piyasa değeri çok daha yüksek olabilecek bir kamu varlığı değerinin altında bir bedelle özel sektöre devrediliyor"
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Demir, Çayırhan Termik Santrali'nin özelleştirilmesinin ardından işten çıkarmaların yaşanabileceğine dikkat çekerken, maden sahasının önemine ilişkin şunları söyledi:
“Oluşan kamu zararı ve bu süreçte mağduriyet yaşayan emekçi kardeşlerimizin durumun konuşmamız ve çözmemiz gerekiyor. Özelleştirme politikaları uzun yıllardır tartışmalı bir şekilde uygulanmakta ve ülkemizde kamu kaynaklarının etkin kullanımını tartışmaya açmaktadır. Çayırhan Termik Santrali Türkiye’nin enerji üretiminde önemli bir yere sahip olup bağlı olduğu maden sahası ile birlikte stratejik bir öneme sahiptir. Çayırhan’ın özelleştirme sürecinde piyasa değeri çok daha yüksek olabilecek bir kamu varlığı değerinin altında bir bedelle özel sektöre devrediliyor.
Çayırhan’da çalışan yüzlerce emekçimiz, yıllardır bu santral ve maden sahasında alın teri dökmektedir ancak özelleştirme sürecinde işçilerin hakları ve geleceği göz ardı ediliyor. Özel sektör maliyetleri düşürme adına genellikle ilk adım olarak işçi çıkarma yoluna gidiyor ya da çalışanların hakları budanmakta. Çayırhan örneğinde de bu riskle karşı karşıya işçilerimiz.”
"Bu tesisi özel sektöre devrederek enerji sektörüne de darbe vurulmak isteniyor"
Özelleştirmeler nedeniyle Türkiye'nin enerji geçişinde hiçbir zaman kilit ve küresel oyuncu olma fırsatını yakalayamacağını söyleyen İYİ Parti İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar, işten çıkarmaların yaşanabileceğini belirterek şöyle konuştu:
“AK Parti, 22 yıllık iktidarlarında Cumhuriyetimizin ne kadar yerli ve milli birikimi varsa tümünü elden çıkardı. Şimdi sıra Türkiye’nin 11’inci enerji üretim tesisi olan Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine geldi. Zaten 2022 yılından günümüze kadar 72 milyar doların üzerinde özelleştirme yapılmış, yaklaşık 280 kurum ve kuruluş bu iktidar tarafından satılmıştır. Yetmemiş olacak ki Ankara’nın enerji miktarının çok önemli bir kısmını karşılayan böylesi kritik bir öneme sahip tesise göz diktiler. Bu tesisi özel sektöre devrederek enerji sektörüne de darbe vurulmak isteniyor.
Küresel enerji krizinin yaşandı bu süreçte yaptığınız özelleştirmelerle Türkiye, enerji geçişinde hiçbir zaman kilit ve küresel oyuncu olma fırsatını elde edemeyecektir. Bu girişim bir yandan enerji güvenliğimizi tehlikeye sokarken, aileleri hariç 1300’ü yeraltında 800’ü yer üstünde santralde ve madende çalışan 2 bin 100 işçimizin de işten çıkarılmasına neden olacaktır. Derin yoksulluğun bir dönemde işçilerin iş güvencelerini, sosyal haklarını koruma altına alacak hiçbir madde ihale şartnamesine konmamıştır. Kısa vadede menfaat sağlamak adına işçileri yok sayıyorsunuz.”
"İşçi hakları yok sayılacak, işten çıkartmalar başlayacak"
"AKP iktidarı döneminde Türkiye’de yaşanan rantın en önemli ayaklarından birini madencilik faaliyetleri oluşturmaktadır" diyen DEM Parti Mardin Milletvekili George Aslan, özelleştirmeye ilişkin şunları söyledi:
“Bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin birçoğu ya iktidar mensuplarına ya da iktidar ortaklarına aittir. Yeraltı kaynakları AKP iktidarı döneminde hızla özelleştirilmeye başlandı. Bu alanda çalışan işçilerin hakları, daha fazla kar uğruna daha kısıtlanmış, sömürülmüş ve gasp edilmiştir. Binlerce işçinin işten çıkarılma riski var. Madenciler, özelleştirmeden vazgeçilmediği takdirde açlık grevine başlayacaklarını ifade etmektedir. Özelleştirilmek istenen sadece santral değil, bölgede bulunan tüm madenler ve bu madenlerin işletme ruhsatları dahil tüm taşınır ve taşınmaz malzemeler özelleştirilmek isteniyor. Neredeyse Çayırhan’ın 3’te 2’sini kapsayan bir alandan bahsediyoruz. Özelleştirme hem madencilerini haklarını hem de bölgede halkın çıkarlarını tehdit etmektedir. İşçi hakları yok sayılacak, işten çıkartmalar başlayacaktır.”