Artvin Ardanuç'ta siyanürle altın madeni çıkarma projesine karşı "Tehlike Kapımızda" başlıklı panel düzenlendi
Artvin'in Ardanuç ilçesinde bölgeyi tehdit eden siyanürle altın madeni çıkarma projelerine yönelik 'Tehlike Kapımızda' başlıklı panel düzenlendi. Panelde konuşan Sol Parti Artvin İl Başkanı Mimar Mahmut Zeytinci, "Biz yaylalarımızı terk ettiğimizde o bölgeler yaşamaya devam eder, ama madencilik girdikten sonra ne yaşam ne toprak ne de yararlanabilecek hayvan ve insan kalmaz" dedi.
Haber: Uğur İstanbullu
(ARTVİN) - Artvin'in Ardanuç ilçesinde bölgeyi tehdit eden siyanürle altın madeni çıkarma projelerine yönelik “Tehlike Kapımızda” başlıklı panel düzenlendi. Panelde konuşan Sol Parti Artvin İl Başkanı Mimar Mahmut Zeytinci, "Biz yaylalarımızı terk ettiğimizde o bölgeler yaşamaya devam eder, ama madencilik girdikten sonra ne yaşam ne toprak ne de yararlanabilecek hayvan ve insan kalmaz" dedi.
Artvin'in Ardanuç ilçesinde bölgeyi tehdit eden siyanürle altın madeni çıkarma projelerine yönelik “Tehlike Kapımızda” başlıklı panel düzenlendi. Etkinlikte, siyanürlü altın madenciliğinin çevresel, ekonomik ve toplumsal etkileri bilimsel veriler ışığında ele alındı.
Ardanuç Derelerinin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Eleyessa Uygun panelde yaptığı konuşmada "Yaşam alanlarımızı tehdit eden her türden projeye karşı olmak bir vatandaşlık görevidir. Yaşam alanlarımızı tehdit eden projelere karşı siyasi ve hukuki mücadeleler hep birlikte yürütülecek; karşı duruşlar ve hukuki süreçler şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da dayanışarak aşılacaktır. Yaşam alanı savunması, konunun tümünü kapsar. Bir bütün halk siyaseti olarak ifade edilebilir, ancak herhangi bir siyasi partinin tercihine indirgenemez. Yaşam alanı savunuculuğu, herhangi bir siyasi unsurun partisindeki siyasi geleceği için basamak yapılmayacak kadar hassas ve ciddi bir iştir. O yüzden bu süreçlerde gayet şeffaf, sabırlı ve mücadeleci olmamız gerektiğini bir kez daha vurgulamak gerekir" dedi.
"Türkiye'nin coğrafyasının tamamı maden sahası ilan edildi"
TMMOB eski yönetim kurulu üyesi, Metalurji Mühendisi Cemalettin Küçük de şunları ifade etti:
"Bir ay öncesinde Birleşmiş Milletler ‘de toplantı oldu ve Birleşmiş Milletler‘de Türkiye'yi temsil eden heyet, bir ay önce neyi konuştu? 'Buyurun, nadir toprak elementlerimiz size açık, gelin alın' dediler. Yani Türkiye'nin coğrafyasının tamamı maden sahası ilan edildi. Hangi metalin olduğu tartışmasına gerek yok; artık her yer açılmaya çalışılıyor. Bu koşullarda bize bir tek görev düşüyor. Siyasal iktidar sermayeyi, dünya sermayesini buraya çağırarak ekonomik girdi olarak göstermeye çalıştı.Yerkürenin altını üstüne getirmeye çalıştığı bu yerlerde doğayı, yerküreyi savunmak, yaşam alanlarımızı savunmak en temel hakkımızdır. Ve bu hak hem anayasada tanımlanmış hem de doğal olarak tanımlanmıştır. Bu doğal hak, hiçbir kanun, yasa, yönetmelik ile elimizden alınamaz ve bunu aldırmamak için çaba sarf etmemiz gerekmektedir."
Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu da şu açıklamaları yaptı:
"Böceği, bitkisi, hayvanı, ne varsa merası, ormanı kurtulsun diye buradayız. Bir bölümü kullanılıyor ve kullanılanların da düzgün kullanılması gerektiğini savunuyoruz. Orman kesilirken bütünüyle tahrip edilmeden, maden sahasına dönüştürülmeden, sularımız kirlenmeden, yaşamın sürmesini sağlayacak yaşam destek sistemlerinin çökertilmeden kullanılması ve bir bölümünün korunması için buradayız. Somali’de, devlet hakkı yüzde kırklarda, ellilerde ve oralar tarumar edilmiş vaziyette. Bizde ise üç yüz ile dört yüz dolara bir ons altın elde edebiliyorlar, oysa yurt dışında sekiz yüz ile bin iki yüz dolara mal ediyorlar. Yani bizde üçte birinden daha ucuza mal ediyorlar, bu yüzden buraya geliyorlar. Niye ucuz? Çünkü çevre kaygısı yok, işçiye daha düşük para veriyorlar, ucuz çünkü anormal teşvikler var."
"Madencilik girdikten sonra ne yaşam ne toprak ne de yararlanabilecek hayvan ve insan kalmaz"
Sol Parti Artvin İl Başkanı Mimar Mahmut Zeytinci şunları söyledi:
"Vatandaşın biri diyor ki, 'Ardanuç’un 49 köyü var, toplasan 3 bin kişi yok, herkes göç etti ve neyine karşı çıkacağız?' Yani bu bir sonuçtur arkadaşlar, planlı bir sonuçtur. Artvin’de üretilen her kilovatsaat elektrik, bin iki yüz kilometre yol kat edip İstanbul’a gidiyor. Artvin’in elektriğe ihtiyacı yoktu ve ilçelerinde hatta köylerinde küçük santraller vardı, biz kendi elektriğimizi üretiyorduk ve bize yetiyordu. Ama şimdi devasa barajlar yapıldı, büyük elektrikler üretiliyor, ancak bu elektrikleri tüketecek insan yok Artvin’de. Yapılan her şeye, köyümüzde dikilen bir direği bile sorgulamalıyız. Çünkü hayat terk edildiği zaman, geri gelmiyor. Biz yaylalarımızı terk ettiğimizde oralar yaşamaya devam eder ama madencilik girdikten sonra ne yaşam ne toprak ne de yararlanabilecek hayvan ve insan kalmaz."
"Bir araya gelmeyi başarırsak ve cesaretli olursak, bunları durdurabiliriz"
Eski Ardanuç Belediye Başkanı Yıldırım Demir de, "Devlet çok borçlu, cebimizde para yok ve belli ki ormanından suyundan her şey satılık ve bunu hepimiz biliyoruz. Bu noktada yapacak iki şeyimiz var: Ne sayımıza bakacağız ne kaprislerimize ne de takıntılı olacağız. Bizi, bizden başka düşünen de yoktur. Ülkede ne var ne yok, satışa çıkaranlar utanmıyor. Eğer söyleyecekleri bir sözleri varsa, ekmeğin fiyatına söylesinler. Otuz sene Bağ-Kur yatırıp ona on bin lira maaş görenler utansın. Bir araya gelmeyi başarırsak ve cesaretli olursak, bunları durdurabiliriz. Ve ben bu bilincin Ardanuçlular da Türkiye insanında da var olduğuna inanıyorum. Bu inançla hepinize teşekkür ediyorum" diye konuştu.